SHOW TV, Star'a transfer olan Acun Ilıcalı'nın karşısına yeni bir programla dikildi.
En Büyük Show, Acun Ilıcalı'nın Yetenek Sizsiniz Türkiye'si için ciddi bir tehdit oluşturmak ve 'Show TV, Acun Ilıcalı'dan ibaret değildir' demek için hayata geçirildi ama programın bu 'kalite' ile devam etmesi zor. Çünkü dünyada her hafta Türkiye'ye gelip gösteri yapacak bu kadar sayıda şov grubu yok!
Belli ki En Büyük Show, memleketten başvuru toplayıp ileriki tarihlerde 'yerli malı yurdun malı'na dönüşecek. Arada da birkaç yabancı şov grubu, olaya çeşni katacak ama program bu haliyle hafta sonları için ciddi bir cazibe noktası oluşturmayı başardı.
Ünlülerin masalara dağıtılmış olması da bir başka reyting oltasıydı ama keşke ünlüleri de sahne şovunun içine katabilselerdi.
Geceden en kârlı çıkan isim Saba Tümer oldu.
İspanyol illüzyonist, kendisine ezberletilen Türkçe ile sahnede "Ooo, Saba Tümer de buradaymış" deyince; Saba öyle şaşırdı ki, o meşhur kahkahasını koyuvermeyi bile unuttu ama "Adımın oralarda bile duyulması çok güzel. Hele İspanya'nın en yakışıklı illüzyonistinin beni tanıması ayrıca ilginç" demeyi ihmal etmeyerek, 'kanaldaşlık jestinin' tadını çıkardı.
İNCE ÇEKİM TAKTİKLERİ
Kurgulanmış stüdyo seyircisi, bu tür programların olmazsa olmazıdır. En basit numaraya bile hayret efekti veren, 'olağanüstü ilgili ve heyecanlı' seyircilerin, casting çalışmasıyla masalara dizilmesi alışılageldik bir taktiktir. Ayrıca bu programların farklı bir çekim ve kurgu tekniği vardır.
Özellikle illüzyon gösterilerinde açıkları kapatmak, sihri artırmak için farklı kamera açıları, kurgu teknikleri uygulanır. Örneğin; sihirbazımız ceketinde sakladığı kuşu çaktırmadan eline alırken, anlık seyirci detayı ekrana taşınır vs... Diyeceğim o ki, bu tür programlar 'Ekranda gördüğünüz her şeye inanmayın' demenin, televizyoncasıdır.
Sunuculara gelince:
Deneyimli ekran yüzü Çağla Şıkel'e sözüm yok. Hakan Akkaya'nın sunuculuk yetenekleri, moda yeteneklerini sollamak üzere.
İvana Sert ise bizim ekranların yıllardır aradığı 'show girl' olma yolunda ilerliyor ama hâlâ konuşmalarına alt yazı lazım!
ACUN MALI GÖTÜRÜR
Gelelim Yetenek Sizsiniz Türkiye'ye... Her sezon açılışında 'Bu program bu sene gümler' yorumları yapılır ama bu bir 'Acun klasiği'dir.
Aslında Acun 'toplam skora' koşar. Her şehirden bir gerçek yetenek çıkması onun için yeterlidir. Elemeler ise işin 'yeteneksizsiniz' bölümüdür.
Millet 'kendi haline' güler, eğlenir. Tıpkı mahallenin delisine güler gibi ama final gelip de, gerçek yetenekler aynı sahnede toplandığında herkesin ağzı bir karış açık kalır.
Diyeceğim o ki, Acun bu sene de malı götürür.
Neden? Çünkü bizim millet ekranda her zaman 'kendini' görmek ister. İspanyol illüzyonistin kulağından kuş çıkarmasıyla fazla ilgili değildir. Tuğlaları kıramayıp elini kanattıktan sonra, Kemal Sunal ifadesiyle 'Bunun içine granit mi koymuşlar ne?' diye gülümseyen adamı tercih eder. Ayrıca insanlarla ince ince dalgasını geçen, bazen birbirine laf sokan jüri arar. Üstelik işin içinde 'yarışma heyecanı' bulunması da pek işine gelir. Çünkü Türk insanının hayatı neredeyse birbiriyle yarışmak ve 'jürilerin' değerlendirmesinden geçmekten ibarettir.
Nitekim, Yetenek Sizsiniz'in en kötü bölümünün; hem SBT ölçümlerinde, hem de sanal âlemde En Büyük Show adlı varyeteyi geride bırakmasının sebebi budur.