Ne yalan söyleyeyim, Star'ın zayıflama yarışması Yeni Bir Hayat başlamadan önce endişeliydim.
Daha önce örneklerini gördüğümüz gibi; obezlerin reyting malzemesi yapılmasından korkuyordum. Ama hiç de öyle olmadı. Yarışmanın merkezinde her şeyden önce 'vicdan' vardı. Ucuz kayıkçı kavgalarına, hayat hikayesi ajitasyonlarına yer verilmedi. Yarışmacılara her zaman işinin ehli danışmanlar rehberlik etti.
En çok hoşuma giden ise, yarışmadan elenenlerin kendi kaderlerine terk edilmemesiydi. Onlara kilo vermeleri için yarışma dışında olsalar bile danışmanlık verildi.
Bu arada Ebru Akel'in sunuculuğunu da özlediğimi fark ettim.
Akel, merkezinde 'insan' olan yarışmalar konusunda gerçekten master yapmış gibi. Onun bu konudaki iletişim ve algılama yeteneği, ekran tecrübesiyle birleşince, ortaya neredeyse kusursuz bir sunum çıkıyor. Umarım bu yarışmanın ardından uzun süre ekranın uzağında kalmaz.
Yarışmada birinciliği ise Hakan Aktürk kazandı. Hem 250 bin liralık büyük ödüle ulaştı, hem de tam 59 kilo vererek müthiş bir rekorun sahibi oldu. Yani Hakan içinden yıllardır gereksiz yere taşıdığı 'kaçak yolcuyu' çıkarıp attı. Hakan'ın amacı, yakışıklı görünmekten öteydi. Çocuklarının büyüdüğünü görmek, onların ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir baba olmak istiyordu. Ve büyük azmi, kararlılığı, çalışkanlığı ile aynı durumdaki pek çok kimseye örnek oldu. Şimdi Hakan'ın önünde 'yeni bir hayat' var. İnşallah 250 bin liranın verdiği rahatlıkla kilolarını yeniden almaz...
Obezite, memleketimizin en büyük sorunlarından biri haline geldi. İnanmazsanız, sokağa çıkıp, etrafınıza şöyle bir bakın. Hele gençler... Bavul gibi basenler, kısa kesilmiş hamam kütüğü ebadında bacaklar, belediyeden çift iskan almaya aday göbekler... Sadece görüntüden söz etmiyorum. Bu manzaranın anlamı, yarınlarımızın tehlikeye girmesidir. Böylesine 'yumuşak' bir zeminin üzerine nasıl temel atılıp da, bina inşa edilebilir ki?
Pek çoğumuzun 'yeni bir hayata' ihtiyacı var.
Benden söylemesi...