Çocuklar Duymasın eğlendirirken sosyal farkındalık yaratmayı öyle güzel beceriyor ki... Bu haftaki bölümde, köftenin içindeki hap gibi sıkıştırılan 'su tüketimi duyarlılığı' mesajları çok yararlıydı. Meltem, suların iki günlüğüne kesilmesi nedeniyle tüm aileye su tüketimi bilinci aşılamak için önemli bilgiler verdi.
Düşünün bir kere; 1 litre atık, tam 8 litre suyun kirlenmesine neden oluyormuş.
Her yıl göllere ve nehirlere 2 milyon ton atık karışıyormuş.
2025 yılında, dünya nüfusunun üçte ikisi susuzluk çekecekmiş. Buna karşın 2050'de, dünya nüfusu 9 milyara ulaşacak ve su, altından daha değerli hale gelecekmiş.
SU GİBİ 'AZİZ' OLMAK
Meltem, bunları söyledikten sonra koltuğunda derin düşüncelere daldı. Hayalinde canlandırdıkları, ekran başındaki herkesin tüylerini diken diken edecek cinstendi.
Haluk, evlilik yıl dönümünde Meltem'e pırlanta yüzük yerine plastik bardakta su hediye ediyordu. Müsteşar, Havuç ile beraber kazma kürek su aradığı günün ardından, "Altın filan gibi değersiz bir sürü şey bulduk ama su çıkaramadık.
Kürek sallamaktan ellerim su topladı, acaba patlatıp, içsem mi?" diyordu.
Meltem su olmadığı için sofradaki vazoya plastik çiçekler yerleştirdi. Haluk su bulunmadığından çay filizlerinin doldurulduğu ince belli bardaktan çay yedi v.s...
Bunlara gülerken sizin de yüreğiniz kabarmadı mı a dostlar?
Boşuna 'Su gibi aziz ol' dememişler.
Yakında, bulamadığımız suya 'aziz' muamelesi yapacağız, ona göre...