Bir genç kadın, çok sevdiği adamla evlendi. Bir süre onun ailesiyle beraber yaşamak zorundaydı; kayınbiraderleriyle... Ama onları hiçbir zaman 'kayın' olarak görmedi. Onlar da 'abla' bellediler yengelerini...
Kimseye anlatamadıklarını, yengeleri ile paylaştılar. Biri sigara içtiği için liseden atılmak üzereydi. Yengesi müdüre kendini 'veli' olarak tanıtıp, ricacı oldu. Affetti müdür. Kayınbiraderinin parlak kariyerini o gün kurtardığından habersizdi bizim yenge...
Yemek hazırladı yıllarca bu yeni kardeşlerine... Gömleklerini ütüledi... Dertlerini dert edindi, sevinçlerini mutluluk...
Bizim Yenge dizisinin Filiz'i sandınız değil mi bahsettiğim kişiyi... Yanıldınız. Sözünü ettiğim, benim gerçek yengem Nükhet...
Ne yengesi? Ablam, annem, arkadaşım, can yoldaşım, sırdaşım, dert ortağım....
İki hafta önce diziyi ailece izlerken, gözüne oturan buğuyu fark etmedim mi sandın be yenge? O iki damla yaşın içinde ne sıkıntılar, ne sevinçler, ne gururlar saklı bilmez miyim ben? Filiz'i izlerken, evdeki herkesin ekranla bağını kopartıp, hayalinde 'kendi dizisini' seyrettiğini boşuna saklamaya çalıştık birbirimizden değil mi?
Bugün bu güzel insanın, 'Bizim Yengemiz' Nükhet'in doğum günü... Kayınlarını kardeş belleyen tüm 'bizim yengeler' adına, iyi ki doğdun yengeciğim...
Diziler bazen ne kadar da 'gerçek' oluyor yahu...