Aşk ve Ceza da mutlu sonla ekrana veda etti. Nurgül Yeşilçay ve Murat Yıldırım bu dizide harika bir ikili oluşturdular. Herkesi bu büyük aşka inandırdılar. Ama bana göre onlarınkinden daha büyük bir aşk vardı. Pala Dayı ile Fidan'ın sevdası... Bir ara onlar da yalpaladılar ama sonunda yeniden el ele tutuşmayı başardılar.
Son bölümlerde kadroya 'Cemal' karakteri ile eklenen Turgay Tanülkü ise diziye ayrı bir lezzet kattı. Yardımcı rollerin, başrollerden daha çok izleyici çektiği günümüz dizilerinde Tanülkü gibi sağlam karakter oyuncuları fırtınalı dizi okyanusunun kıyı fenerleri gibi yol gösterici olabiliyor.
Bu arada Yasemin ile Savaş'ın yeni doğan kızları için seçtikleri 'Masal' ismi pek güzel. Eminim dizinin ardından önümüzdeki yıllarda Masal adında 2011 doğumlu pek çok kız çocuğu göreceğiz.
Diğer yandan Nazan'ın kafeteryada verdiği siparişler çok şaşırtıcıydı. Fidan'la birlikte bir masaya oturdular. Garson gelip ne içeceklerini sordu. Nazan, "İki Türk kahvesi" dedi. Garson "Peki" deyip gitti...
İyi de kahveler nasıl olacak? Sade mi, orta mı, şekerli mi?
Bir başka sahnede Nazan ilk defa göreceği üvey kardeşinin çalıştırdığı semt kahvesine geldi. Garson bu kez hiçbir şey sormadan Nazan'ın önüne çay bıraktı... Sanırım Nazan ile garsonlar arasında telepatik bir bağ var!
Yasemin ve Murat'a en anlamlı düğün hediyesi ise yakın arkadaşları Pelin'den geldi. Yasemin ve Murat, evlenmeden önce birer gün ara ile Pelin'in evinde kalmışlardı. Meğer Pelin her ikisinin de kahvaltıda kullandıkları çay bardaklarını saklamış. Düğün öncesinde onları güzelce ambalajlayıp Yasemin'e verdi.
Ekran başındakilere de 'Pahada hafif, düşüncede ağır' hediyenin nasıl olabileceğini gösterdi.