Hâlâ tüylerim diken diken... Bir insanın tüm hayatını ve sevdiklerini kişisel intikamına alet etmesi hiç bana göre değil. Bu yüzden Ezel'in tavrını ve tarzını kendime pek uzak buluyordum. Ama kardeşinin intikamını Serdar'dan alırken, onu tam üç kez öldürmesi, Ezel'e duyduğum nefreti üçe katlarken, zekasına duyduğum saygıyı ise üç kat artırdı. Önce, Serdar'a Eyşan'ın duyacağı şekilde kötülüklerini itiraf ettirerek, Eyşan'ın yüreğindeki babayı öldürdü. Sonra silahlı Eyşan'ı bir odada Serdar ile başbaşa bıraktı. Eyşan'ın her şeye rağmen babasını kurtaracağını biliyordu. Amacı; ölümü, işkenceye dönüştürmekti. Ezel en nihayetinde kaderin tüm çizgilerini birbiriyle düğüm etti. Kendini Ali, Cengiz ve Eyşan'ın nazarında Serdar'ın yerine koydurttu ve Eyşan'a 'baba katili olmaktan' başka seçenek bırakmadı... "İntikam yemeği soğuk yenir" derler... Pazartesi gecesi dilim, damağım, yüreğim toptan buz kesti...