Eğer Elele dergisine verdiği ve gazetelerin manşete taşıdığı röpotaj olmasa, Hülya Avşar'ın hayatından endişe edecektim. Farkında mısınız, Hülya Avşar uzun süre ortalıkta yoktu. Ne ekranda, ne magazin sayfalarında... Oysa onun "periyodik çıkışlarına" öyle alışkındık ki... Tam unutulur gibi olacakken bir laf eder, bir yorum yapar, ya da bir görüntü verir, gündemin tepesine sere serpe uzanıverirdi. Neyse ki dergiye "Sadettin o kadar mükemmel ki, kendimi kötü hissediyorum" dedi de, kaygılarımızdan sıyrıldık. 6 ayda tek bir laf... Peki Hülya elini eteğini neden magazinden çekmişti? Bence bu kez bilerek ve isteyerek adını ve yüzünü unutturmak istiyor. Çünkü çok yakında yeni bir dizi ile ekrana gelecek. Daha önce "Kadın İsterse" ve "Kadın Severse" dizilerinde birlikte çalıştığı Birol Güven'in son ürünü "Kara Cumartesi"de Hülya Avşar, ayrılıktan sonra depresyona giren çocuğunu rehabilite etmek için eski kocasıyla cumartesi günleri "evliymiş gibi" yapmaya çalışan bir kadını oynayacak. Avşar'a bu dizide Mahir Günşiray eşlik edecek. Hülya Avşar'ın rol aldığı bazı televizyon dizilerinin yeterince başarılı olamamasını bu sütunlarda Avşar'ın "fazla magazinel" tavrına bağlamıştım. "Kendi" olarak o kadar çok göz önündeydi ki, seyirci artık onu bir "avukat" karakterinde kabul edemiyordu. Bir müddet yüzünü ve gerçek kimliğini "dinlendirmesi" gerekiyordu. Sanırım bu kez öyle yaptı. Peki Hülya Avşar, kızının babası Kaya Çilingiroğlu ile cumartesileri "zorunlu" olarak biraraya geliyor mu? O günler "kara cumartesi" mi oluyor yoksa iki eski "dostun" saygıyla selamlaştıkları sıradan günler mi? Haydi buyrun bakalım... Hülya Avşar oyunculuk kariyeri için istediği kadar "kendinden" kaçsın. Bizim hayal gücümüz yerinde durmuyor ki...