Türk Hava Yolları'nın yeni "Barcelona" reklamını görünce ilkokul yıllarıma döndüm... Hani bizim hosteslerden biri, sert şutu göğsünde yumuşatıyor ya, hah işte tam orada nostalji yaşadım. Hostes dostlarımız alınmasınlar, alt tarafı bir çocuk şakası... İlkokulda bilmeyenlere sorardık: "Hostes hangi türe girer?" Karşımızdaki bilemeyince, gülerek yanıtı söylerdik: "Uçan memeli." İşte bizim hostesin muhteşem "göğüs istobunu" görünce nedense (!) o bilmeceyi anımsadım... Ve tesadüfe bakın ki, Messi ilk golü harikulade bir "göğüs istobu" sonrasında attı... Maça gelince: Yine Rıdvan'ı duymakta güçlük çektim. Öyle kısık sesle konuşuyor ki, sesi sonuna kadar açmak zorunda kalıyorum. O sırada Ercan Taner gol pozisyonunu bağırarak anlatmaya başlayınca da, bu sefer evin camları zangırdıyor. Parmağım ses düğmesinin üzerinde, bir açıp, bir kapatmaktan en az Barcelona'nın defans oyuncusu Buyol kadar enerji harcadım. Sahi, şu Rıdvan'ı rahat rahat "dinlemenin" bir yolu yok mu kuzum?..