Artık izlemeye ve okumaya alıştığımız (!) "insanlık öldü mü?" haberlerinden biri de Star Ana Haber'deydi. Yürüme engelli Nurten Aktaş'ın akülü tekerlekli sandalyesi, bıraktığı apartman boşluğundan çalınmış. Büyük ekonomik zorluklara göğüs gererek yaşam savaşı veren aile, güç bela yenisini almış. Baba seyahatteyken, anne de dizlerinden ameliyat olduğu için yeni sandalyeyi eve taşıyamayıp, yine apartman boşluğuna bırakmışlar. Ama bu kez zincirle su borusuna bağlayarak, "kendilerince" önlem almayı ihmal etmemişler. Ama vicdansız hırsızlar, tekerlekli sandalyeyi yine çalmışlar... (Hatırlayın, daha önce de yaşlı bir hastanın oksijen tüpü ve bir çocuğun elektronik duyma aletini evlerinden çalmışlardı.) Nurten'in gözyaşları dinmiyordu. "Bacaklarımı çaldılar" diyordu. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki işine gidememekten yakınıyordu: "İnsan ayakkabıları çalınsa işe yalınayak bile gidebilir. Ama ya bacakları çalınırsa?" Nurten ekranda gözyaşı dökerken, ben "Tıp, insandan insana vicdan naklini ne zaman başaracak acaba?" diye düşünüyordum. Neyse ki bülten bitmeden, Uğur Dündar müjdeyi verdi. Onlarca duyarlı vatandaş yardım için telefonlara sarılmıştı. En başta da Metin Şentürk ve Nurten'in çalıştığı üniversitenin rektörü... Sevgili Metin sadece pistte hız rekoru kırmıyor. Hayırseverlik konusunda da kimse onun hızına erişemiyor. Helâl olsun!