Bu soru bir süre daha "Kurtlar Vadisi" fanatiklerinin zihinlerini meşgul edeceğe benziyor. Son bölümü herkes büyük bir merakla izledi. Polat, son dakikaya kadar "ununu elemiş, eleğini asmış" bir emekli olarak göründü. Memati, Abdülhey'in mezarı başında sağ eline kurşun sıkıp, tövbe etti. Polat'ın silah arkadaşları büyük bir boşluğa düşüp, bunalıma girdiler. Son bölümün en mutlusu ise Polat'ın karısı Ebru idi. İnzivaya çekildikleri çiftlik evinde Polat'ın yakalayıp, ayıkladığı balıkları tepsiye dizerken, gözlerinde eski Yeşilçam filmlerine özgü "Öyle mes'udum ki" bakışı vardı. Ama Polat bu... En yakın arkadaşının intikamını almadan, emekliye ayrılacağına kim inanır? ("Tabii ki Kadir İnanır" desem, çok mu cıvık bir espri olur?) Nitekim, son karede Polat, dürbünlü tüfeği ile hem İsrailli Katırcı'yı, hem de İskender'i mıhladı. Tahminim; İsrailli ölür, Zaza Şeref'in telaffuzuyla "Sikender" yaralı kurtulur. (Acaba "Kurtlar Vadisi" dizisi, İddaa'ya dahil edilebilir mi? Baksanıza haftalardır, kim ölürkim kalır diye papatya falı açıyoruz. Zira Vadi'de her kurşun üç ihtimalli...) Abdülhey, bayramda vizyona girecek "Kurtlar Vadisi: Filistin" filmi için lâzım ya, bu yüzden öleceğine bir türlü ihtimal vermiyorum. Ebru ile Ştandart Kazım'ın komşu çiftlik evinde kimi gördükleri ise muamma. İster misiniz, Abdülhey orada karşılarına çıksın? Polat da "yürüyüş yapıyorum" bahanesi ile hastaneden kaçırıp, oraya yerleştirdiği arkadaşına bakıyor olsun? Bu arada dizi, Memati'den (Gürkan Uygun) sonra yeni bir türkücü daha yaratacağa benziyor. Deli Hüsnü'nün (Adnan Erdoğan) gazelini dinleyen pek çok müzik yapımcısı şimdiden harekete geçmiştir diye düşünüyorum. Diğer yandan yılardır şiddeti özendirmekle suçlanan "Kurtlar Vadisi"nin aslında "içinden en çok kitap geçen" yerli dizi olduğu ise gözden kaçıyor. Bu haftanın kitap tanıtımı ise Ahmet Turgut'un "Türk Peygamber - Bozkırın Sırrı" adlı eseriydi. Polat, kitabı elinden düşürmedi. TV sektörüne ödül dağıtanları bilmem ama Yazarlar Birliği'nin Vadi'ye bir ödül borcu var gibime geliyor...