Vay, vay, vay! Barış Falay, bizim "Medyatik"te "Ezel"in yeni bölümünün sürprizlerle dolu olduğunu söylemişti ama ne yalan söyleyeyim, bu kadarını ummuyordum. Tevfik'in yine son dakikada devreye gireceğini tahmin etmiştim ama olayların akışı, Ramiz Dayı'nın büründüğü gizemle bambaşka bir rotaya girdi. Ömer'in annesine, "Üç oğlunu öldürdüğünü" itiraf eden Ramiz Dayı, ele geçirdiği güvenlik kamerası görüntüsüne atıfta bulunarak, "Birinin kurtuluşu, diğerinin batışı olmamalı" dedi kendi kendine... Bence önümüzdeki bölümler, bu büyük sırrın üzerine kurulu olacak. Peki, Ramiz Dayı, Ezel'i aklayacak soygun ve cinayet görüntüsünü ele geçirmesine rağmen bunu neden ondan gizledi? Dayı, önceki bölümde de Tevfik'i, zamanı geldiğinde Ezel'i imha edecek bir bomba olarak yanına yerleştirdiğini ima eden konuşmalar yapmıştı. İşte gerçek muamma da burada... Ramiz Dayı'nın, Ömer'den gerçek beklentisi ne? Bence "Ezel"i "bir numara" yapan, ne olacağının asla tahmin edilemiyor olması. Muhteşem oyunculuklar, sıkı prodüksiyon gibi unsurlar bir yana, bunca komployu, bunca oyun içinde oyunu tahayyül edebilen senaryo ekibini yürekten kutluyorum. İlk başlarda "Monte Kristo Kontu"ndan esinlenmeler taşımakla eleştirilen senaryo, giderek özgün ve özgür bir hale büründü. Kerem Deren ve Pınar Bulut'un kalemlerine sağlık.