Köşemizin müdavimleri hatırlayacaklardır. Geçen ay "Yaprak Dökümü"ndeki evin küçük kızı Ayşe için endişelendiğimi yazmıştım. Evde kazadan, hastalığa, ihanetten, entrikaya kadar metrekareye yüzlerce musibet düşerken, bu küçük kızın nasıl olup da ruh sağlığını yitirmediğine hayret ettiğimi söylemiş ve çelik gibi sinirlerinden dolayı Ayşe'ciği kutlamıştım. Ama korkulan oldu. Ayşe, içinde bulunduğu duruma daha fazla direnç gösteremedi ve altına kaçırdı. Küçük kızın ıslanan eşofmanıyla göründüğü sahne, ekran başındaki pek çok izleyicinin yüreğini burktu. Ayşe; hasta olan anne-babasına mı, kucaktan kucağa gezen ablalarına mı, beyinsiz ağabeyine mi üzüldü de bu duruma geldi, bilmiyorum. Ha, belki de geçen hafta bu sütunlarda ayrıntılarını verdiğimiz Hülya Avşar ile Mahmut Tuncer'in ekrandaki "sidikli muhabbetinden" etkilenmiştir. Olur mu olur!