Bayramda yine onlarca kişi trafik terörüne kurban gitti. Kazalar ve kurbanları gazetelerin iç sayfalarında sadece iki sütun üzerinden kendilerine yer bulabildi. Manşetlerde ise Fenerbahçeli futbolcu Colin Kazım'ın kazası vardı. Geçen hafta evlere temizliğe giden üç gariban kadının durakta otobüs beklerken bir aracın altında kalıp, hayatlarını kaybetmelerine "kayıtsız" kalan medyamız, bileği kırılan Colin Kazım'ı üç gündür yazıyor. Yazıyor da, kimse kazadaki "detaydan" söz etmiyor. Efendim, Kazım kardeşimiz süper lüks spor otomobilini ta İngiltere'den getirmiş. Aracın direksiyonu sağda. Yani soldan trafik akışına göre tasarlanmış bir araç. Sağdan direksiyonlu bir aracı, sağdan akışlı trafikte kullanmanın güçlüğünü ve sakıncalarını sıralayacak değilim. Sadece şu kadarırıı söyleyeyim: Özellikle çift yönlü trafikte önünüzdeki aracı sollamak için yolu göremezsiniz. Sol şeride her çıkışınız, "hayatla kumar oynamak" anlamına gelir. Peki böylesine "ciddi" bir tehlike söz konusuyken, Fenerbahçe Yönetimi, futbolcusu Colin Kazım'ın İstanbul trafiğinde sağdan direksiyonlu otomobil sürmesine nasıl izin verir? Neden kulübün tahsis ettiği özel otomobili kullandırmaz? "Bir musibet, bin nasihatten iyidir" derler. Bu kaza belki de Kazım'ın daha sonra yapacağı çok daha büyük bir kazayı önleyip, hayatını kurtarmıştır.