Bu köşeyi okurlarımla paylaşmaktan büyük keyif aldığımı sıkça dile getiriyorum. Böylelikle, sektörün ileri gelenlerini, gerçek izleyici ile yüz yüze getirip, sorunları, çözümleri, talep ve beklentileri "ilk ağızdan" ulaştırmayı hedefliyorum. Bugün de Dilek Güven adlı okurumun mektubuna yer vereceğim. Güven'in yazdıkları, izleyicinin eriştiği "bilinç seviyesi" açısından önemli bir veri oluşturuyor. daha net bir ifadeyle, izleyici artık önüne konulan her şeyi yutmuyor! İşte o satırlar: "Kapalıçarşı'da küçük bir çocuk çalıştırılıyor ve bu kanunen suç! Hele ki kimsesiz bir sokak çocuğu, kesinlikle Sosyal Hizmetler himayesinde olmalı... Kasaba, Hanımın Çiftliği ve Kış Masalı gibi dizilerde, kadınların köy yerinde açık saçık kıyafetler, geniş göğüs dekolteleri ve topuklu ayakkabı ile dağ bayır dolaştığı nerede görülmüş? Bir Bulut Olsam da kırsalda geçiyor ama hiç böyle kıyafetli kadınlar yok. ES-ES gibi okul dizilerinde bu gençler neden hiç ders çalışmazlar? Bu tür dizilerde lise sıralarında hemen aşk meşk ve okul biter bitmez evlilikler, geçen sezon Annem dizisindeki gibi hamile kalmalar, kocaya kaçmalar... Ders yok, sınav yok, üniversite yok... ES-ES üniversite gençliği dizisi güya ama onda da öğrencilerde ders hariç her şey var maşallah... Yazarlar, yönetmenler artık bu toplumu eğlendirmenin yanında bilinçlendirmeye de dikkat etseler keşke... Ve unutmasınlar ki seyirci uyumuyor. Saygılarımla..."