Bir CHP milletvekili, "Hesaplaşma" dizisi başlamadan önce ortalığı birbirine katmıştı. "Ergenekon davası sürerken, devletin televizyon kanalı, halktan aldığı paralarla bu konuyu işleyen bir diziyi nasıl yayınlar?" diye... Biz de demiştik ki, "Durun yahu, hele bir diziyi izleyelim de..." Nitekim, "Hesaplaşma" nın TRT-1'de önceki gece yayınlanan ilk bölümünü izleyince, bir bardak suda fırtına koparıldığını anladım. "Hesaplaşma" daha önce pek çok dizide konu edilen, "Devlet içindeki entrikacılara karşı mücadele eden özel bir emniyet biriminin maceralarını" anlatmaktan öteye geçmiyor. Yine puslu bir cinayet serisi, yine karanlık adamlar, maşalar, tetikçiler v.s... Dizinin en dişe dokunur sahnesi, Bakan'ın, öldürülen emniyet müdürüyle ilgili soruşturmanın bir an önce sumenaltı edilmesi ile ilgili olarak polise açıkça talimat vermesiydi. Hani tartışılacaksa, burası tartışılmalı... Diziye gelince; Neredeyse tüm oyuncuları şu günlerde bir başka dizide farklı bir karakteri canlandırıyor. Bu da inandırıcılık katsayısını hızla düşürüyor. Böylesine "önemli" bir dizi için neden "daha özgün" bir oyuncu kadrosu oluşturulmadı, anlayamadım doğrusu. Bir de polis aracının roketatarla havaya uçurulması sahnesindeki başarısız animasyon tekniği tek kelime ile gülünçtü. Aksiyon dizisine soyunanların bu işleri en başından hesap etmeleri lazım. Yoksa böyle "hesaplaşma" ile karşı karşıya kalıyorlar işte...