Yazla birlikte stüdyolar terk edildi. Kamerasını alan programcı, kendini kıyı lokantasına, havuz başına attı. Bu arada elinde mikrofonla sokak sokak dolaşıp, vatandaşın figüranlığını bedavaya getiren sunucuların, muhabirlerin sayısı da iyice arttı. Örneğin; TRT 1'in "10'da Her Şey Var" programının acar muhabiri Ali Barışık, her sabah elinde mikrofon, sokaktaki insanlara olmadık hareketler yaptırıyor. Dün bir de baktım, Sultanahmet Meydanı'nda yaşlı Japon turistlere Kolbastı oynatıyor!.. Kafilenin yaş ortalaması 65 civarı.. Sıcaklık, güneşte 35 derece... Ben de bu Japonları akıllı uslu insanlar bilirdim. Onları da yoldan çıkardık ya, hayırlısı... Bir de sokak yarışmaları var ki, prodüksiyonun en ucuza getirileni onlar... TRT 1'de her akşam haber öncesinde "Kim Bilecek?" adıyla bir yarışma yapılıyor. Sokakta rast gele seçilen bir vatandaşa soru soruluyor. Bilirse, 100 lira kazanıyor. Ayrıca onun sokaktan seçeceği bir yarışmacıya aynı soru soruluyor. İkinci yarışmacı da doğruyu bilirse hem kendi kazanıyor, hem de ilk yarışmacının ikramiyesi katlanıyor. tv8 ekranlarında uzun süredir devam eden "Bi İş İçin Lâzım"ı artık biliyorsunuz. Vatandaşa en olmadık sipariş veriliyor. Örneğin, "Yarım saat içinde buraya bir ressam getirirseniz, iki bin lira vereceğiz" diyorlar. Sonrası bir panik, bir yalvarma, bir koşturma hali ki sormayın gitsin... Bir de Kanal D'nin "Telefon Kulübesi" adlı yarışması var ki akıllara zarar. Seçilen yarışmacıya kulübedeki telefondan emirler yağdırılıyor. Son izlediğimde yarışmacı parktaki yaşlı amcaya "Ne olur, şu tavadaki yumurtaları benim için alın" diye yalvarıyordu. İşin ilginç tarafı, sokak yarışmalarında bir Allah'ın kulu da çıkıp, "İşim gücüm var kardeşim. Ne yarışması?" diye çekip, gitmiyor. Bu da memlekette ne kadar avare vatandaş olduğunu, işsizliğin hangi boyuta eriştiğini gösteriyor. Hatta bazı vatandaşların yüz lira kazanmak için yolda kamera kovaladığından bile şüpheleniyorum!...