Acun Ilıcalı'nın Paris Hilton'u; Tuna Huş adına yarıştırması müthişti. Böylece, hayatında hiç Tuna Huş'tan haber bülteni izlemeyen, hatta ismini dahi bilmeyen gençlerin onu tanımasını sağladı. Türkiye'nin en iyi konuşan adamının, geçirdiği hastalık sonucu bir çocuk gibi konuşmayı nasıl yeniden öğrendiğini bilmeyenler öğrendi, bilenler yeniden hatırlayıp, ona duydukları sevgi ve saygıyı pekiştirdi. Bu arada kalan iki kutudaki en büyük miktar 50 bin lira iken, Hamdi Bey'in 50 bin lira teklif etmesi ise unutulmaz bir jest oldu. Gelelim Paris Hilton'a... Acun'un ağırladığı ünlüler arasında belki de en sıradan, en renksiz olanıydı. Dünyanın neden bu kızın peşinden koştuğunu, magazin dergilerinde niye boy boy fotoğraflarının yer aldığını anlamadım. Ne seksapeli vardı ne sevimliliği... Hele o ağzını çarpıtarak "Yakiuuuum" (Yokum) demesi yok muydu?.. Sanırım Paris'in tek sermayesi soyadıydı. Yine de yardım misyonuyla yarışması ona sempati, Acun'a ise prestij kazandırdı.