Son günlerde izlemekten en fazla keyif aldığım maç, ana haber bültenleri arasındaki müthiş rekabet... Yıllarca haber merkezlerinde çalışmış bir gazeteci olarak, son zamanda "haber" için verilen mücadele ve akıtılan teri gördükçe zevkten dört köşe oluyorum. atv Ana Haber geçen hafta tüm dünya medyasını atlatarak ABD'nin yeni başkanı Barack Obama'nın Kenya'daki köyüne girdi ve zafer gecesini siyah liderin akrabalarıyla birlikte yaşadı. Muhabir Gökçen Keskin ve kameraman Sebahattin Kıvrık, güvenlik güçleri tarafından dış dünyaya kapatılan köye "sızmayı" başardılar. Obama'nın 87 yaşındaki babaannesinden özel röportaj koparttıkları yetmiyormuş gibi bir de tonton Sarah Nine, karşısında Müslüman Türk gazetecileri görünce onlara özel zafer dansı da yapmasın mı? ABD'nin CNN'i, FOX'u bu görüntüleri izleyince kim bilir nasıl kahrolmuştur? Helal olsun bizim çocuklara... Bundan üç yıl önce haber bültenlerini içine saplandıkları magazin sığlığından kurtarıp, "gerçek haber" sularına çeken ve ilk günler onca eleştiriyi göğüslemek zorunda kalan Mehmet Ali Birand ve ekibi ise Düşes Ferguson'un çektiği görüntüleri İngiltere'den önce yayınlama başarısını göstererek Kanal D Ana Haber adına önemli bir habercilik zaferi elde ettiler. Uğur Dündar'la Star Haber ise ana haber bültenleri arasında geçen ayı reyting lideri olarak tamamlayıp, başarısına yeni bir halka ekledi. Ali Kırca ile Show Haber ise haberci kimliğinden asla taviz vermeden, eğilip, bükülmeden bu dörtlü rekabetin içinde kalabilmek için var gücüyle mücadeleye devam ediyor. Her ne kadar, bazı haber merkezleri bültene erken başlamak, geç çıkmak, tampon haber yapıp, önemlileri geriye saklayarak haber hiyerarşisi kuralını ihlal etmek gibi "faullü hareketlerde" bulunsa da bu rekabet ortamı bir haberci olarak bana müthiş keyif veriyor. Bir dönem haber bültenlerinden iyice umudumu kesmiştim. Seyirci de kesmişti... Bültenleri yeniden reyting listesinin üst sıralarında görmekten nasıl mutluyum anlatamam...