Bizlere iki buçuk sezondur yaşattığın keyif için... Töreye karşı durduğun, yüreklere cesaret saldığın için... Kızların okumasının ne denli önemli olduğunu anlattığın için... Toprak ağalığı düzenine karşı durduğun, "babalığın", ağalıktan çok daha önemli, erdemli ve saygın olduğunu haykırdığın için... "Töre"nin mukadderat olmadığını, direnerek, severek, sevilerek, inat ederek, anlayarak, anlatarak bazı şeylerin değişeceğine hepimizi inandırdığın için... Ve dahası; söylediklerini lafta bırakmadığın, Mardin'e koskocaman bir okul kazandırıp, anlatılanların bir masaldan ibaret olmadığını kanıtladığın için... Yapımcısından kanal yöneticisine, oyuncusundan ışıkçısına, senaristinden yönetmenine, öyküye nefes veren Sezen Aksu'sundan, platoya kablo taşıyan set işçisine kadar hepinizin, eline, diline, yüreğine sağlık...
Biz o toprakları uzak, oraya uzanan her yolu tuzak bilirdik.
Teşekkürler Sıla... Gurbeti, sılaya dönüştürdüğün için...