Kısa yaz tatilimi Kuzey Ege'nin cennet gibi sahil kasabalarında geçirdim. Dikkatimi çeken, İstanbul gece hayatının, şov dünyasının ve televizyon sektörünün cümbür cemaat bu kıyılarda turneye çıkmış olmasıydı. Adım başı bir afiş ya da duyuru ile festival etkinlikleri ve konuk sanatçılar ile şov grupları anons ediliyordu. Bu organizasyonların baş sponsoru ise belediyelerdi. Belediyelerin festivaller için sanatçılara ve gösteri gruplarına kucak dolusu para saçtığını meslektaşım Mehmet Şehirli'nin sütunlarında okudum. Tam 1343 (yazıyla binüçyüzkırküç) festival düzenlenmişti. 4-5 kişiden oluşan ortalama bir sanatçı grubuna 200-300 bin YTL ödendiğini düşünürsek, "belediyelerin oluşturduğu eğlence sektörünün mali hacmini" varın siz hesaplayın... Belediyelerin halkı eğlendirmelerine, festival, panayır v.s. düzenlemelerine itirazım yok. Benim itirazım, Kuzey Ege kıyılarında bir türlü bitmeyen yol inşaatları yüzünden millet toz toprak yutarken, ilaçlama çalışmalarının ihmal edilmesi yüzünden kundaktaki bebeleri sivrisinekler delik deşik ederken, vakıf zeytinlikleri kodamanlara peşkeş çekilirken, oksijen kaynağı koca dağlar siyanürle arama yapan altıncıların emrinde kalbura çevrilirken, belediyelerin para kaynaklarını "eğlence" için havaya savurmalarına...