Bu yılki Kral TV Video Müzik Ödülleri Gecesi'ni geçen yılla kıyasladığımda yeni yönetim adına üzüldüm. Geçen yıl geceye büyük bir coşku, heyecan ve dinamizm hakimdi. Sahne şovları mükemmel denebilecek kadar iyi organize edilmişti. Ama bu yıl kapalı unutulan mikrofonlar (Koca Cahit Berkay'ın sahnede nasıl isyan ettiğini görmeliydiniz), gereksiz hamasi nutuklar, esneten temposuzluk, kötü kurgulanmış akış, gereğinden fazla ağırlaştırılmış repertuar ile gece, izleyenlerin yüreğine "kocaman" bir sıkıntı olarak çörekleniverdi. Organizasyonun tek olumlu tarafı, ilk kez ödüllerin "üretenlere" yani söz yazarları, besteciler, düzenleme yapanlar gibi "gerçek emekçilere" ithaf edilmiş olmasıydı. Gecenin büyük gafı ise geçen yıl En İyi Rock Şarkıcısı ödülünü alan merhum Barış Akarsu'nun unutulmasıydı. 600 kilometre yol kat ederek, geceye katılan Barış'ın annesi ve babası bir cümle ile olsun, oğullarının anılmasını boşuna beklediler. Vefatından önce ve sonra klipleri Kral TV'de defalarca dönen, bu kanala önemli sayıda izleyici kazandıran Barış Akarsu'yu bir cümle ile hatırlamak bu kadar mı zordu? Ödül töreni o kadar temposuzdu ki, gecenin ortalarına doğru salonun neredeyse yarısı boşalmış, ödül alacaklar ve yakınları dışında kimse kalmamıştı. Ben en çok Müjdat Gezen'e acıdım. Müjdat Ağabey, aralarda "maestro" tiplemesiyle sahnedeydi. Ama salonun gazı öylesine kaçmıştı ki, koca çınarın sahnedeki beyhude çabasını içim acıyarak izlemek zorunda kaldım. Bu arada oyunculuğunu çok sevdiğim Dolunay Soysert'ten çok daha başarılı bir sunuculuk icraatı beklerdim. Bu yıl Kral TV Video Müzik Ödülleri tamamen "halk oylarıyla" verildi. Halkın oyunu önemsemek, demokrasi adına her zaman en doğru yaklaşımdır. Ama oyların "gerçek halk tercihini" yansıttığından emin olmak şartıyla... Bu yıl Altın Kelebek de halk oylarıyla verildi. Ama kontör gücü ve dijital organizasyon yeteneği güçlü olanların diğerlerine avantaj sağlamadığı ne malum?