Yıllardır gündüz kuşağında ağlayan, inleyen, bağıran varoş kadınlarını ya da ucuz magazin polemiklerinden reyting sağmaya çalışanları iş gereği mecburen izlerken, yüzüm limon yemiş gibi buruşuyordu. Bu nedenle İpek Tuzcuoğlu'nun atv ekranlarında yayınlanacak Kadının Gücü programı için gün sayıyordum. Zira İpek'in müthiş enerjisini ve pozitif elektriğini ekranlardan evlere, işyerlerine göndereceğine adım gibi emindim. Nitekim İpek beni yanıltmadı. Hafta içi her sabah 09.00'da ekrana gelen program, başarılı kadınları konuk edip, ekran başındaki hanımlara "kadının gücünü" kanıtlarken, yüreklere de umut aşılıyor. (Bugünlerde buna öyle ihtiyacımız var ki) İlkyardımdan, çalışma hayatına, güzellik ve sağlıktan, ekonomi ve hukuk konularına kadar ekran başındakilerin damarlarına adeta bilgi enjekte ediyor. Ama bunu yaparken didaktik bir tarz yerine eğlendirici olmayı tercih ediyor. İpek'in kamera karşısındaki "sahici" halleri de bu etkiyi katlıyor. Hele salı günleri ekrana gelen siyahi ilk yardım uzmanı Abdullah İbrahim var ki, izledikçe hanımların damağında karamela tadı bırakacak cinsten. Bu keşif çok konuşulacak, ilk söyleyen ben olayım... Kadının Gücü, öyle hemen reyting listelerinin tepesine fırlayacak iddiada bir program değil. Ama zaten bugünün Türkiye'sinde en fazla gözetilmesi gereken de reyting değil. Eğer maksat bağcıyı dövmek değil de üzüm yemek ise bu programın mutlaka arkasında durulması lâzım.