DETERJAN firmaları ilginç televizyon reklamları sayesinde "kirlenmeyi" neredeyse erdem haline dönüştürdüler. OMO'nun iki yıl önceki "kirlenmek güzeldir" kampanyası hoş bir ironi içeriyordu. Çocukların, hayattan bir şeyler öğrenmesi için oyun oynarken kirlenmeleri gerektiği anlatılıyordu. Ama ölçü kaçtı. Bu yıl kampanyanın peşine Bingo da katıldı. Unutulmaz Eurovision şarkımız "Seninle Bir Dakika"dan devşirilen "Temizlik bir ömür sürer, kirlenmek bir dakika" sloganı eşliğinde üstü başı kir-pas içindeki yumurcaklar ekranları doldurdu. Bakıyorum da, melek yüzlü anneler, sokaktan baca temizleyicisi çırağı gibi gelen çocuklarını gülümseyerek bağırlarına basıyorlar. Hani neredeyse, "Evladım iyice kirlenmemişsin, koş şu arsadaki çamura iyice bulan da öyle gel. Baban seni böyle görmesin" diyecekler. Tamam, çocuktur, hem kirlenecek, hem öğrenecek. Hayatı öğrenmenin, deneyim kazanmanın bir yolu da "sokakta kirlenmekten" geçiyor. Ama ya çocuklar bu mesajı "Kirlenmeden eve gelmek suçtur" gibisinden anlarsa? Öte yanda deterjan parası, su parası, elektrik parası... Kirlenip, paçavraya dönen kıyafetlerin yenilenme parası... Nüfusunun yarısından fazlası açlık sınırında yaşayan bir ülkede çocuklara "Haydi kirlenelim" demek ne kadar doğru?
En iyisi ben size gerçek bir anne-çocuk diyaloğu yazayım:
ANNE: Gözü kör olmayasıca... Ne bu halin? O eşofmanı almak için baban gece vardiyasında fazla mesai yaptı piç kurusu!
ÇOCUK: Ama anne televizyonda diyor ki...
ANNE: Doğru, doğru... Temizlik imandan, dayak cennetten... Ben şu terliği ayağımdan çıkartayım da önce...