OKUL eksenli diziler giderek artıyor. Hayat Bilgisi ve Lise Defteri ile başlayan süreç; Kavak Yelleri, Genco, Arka Sıradakiler, OKS Anneleri ve Sınıf ile devam ediyor. Dizilerin omurgasını ise çarpık eğitim sisteminin gençler ve aileleri üzerinde yarattığı olumsuz tesirler oluşturuyor. Her yeni dizi bir öncekinden daha sert, daha çarpıcı mesajlar içeriyor. Okul gençliğini tehdit eden uyuşturucu, mafya özentisi, terör, ezbercilik, aile ilgisizliği, yarış atı sendromu gibi sorunlara ekran üzerinden çare üretilmeye çalışılıyor. Televizyon aracılığıyla sorunlar daha "köşeli" bir tarzda kamuoyuna sunuluyor. Kısaca; ekranda içi giderek boşalan eğitim sistemine karşı açık bir başkaldırı ve protesto başlatılmış durumda. Bizler, Rıfat Ilgaz'ın 50 sene önce yazdığı Hababam Sınıfı'na yıllarca güldük. Televizyondaki bilmem kaçıncı tekrarına gülmeye devam ediyoruz. Ama Rıfat Ilgaz, Hababam Sınıfı'nı sadece gülüp, eğlenmek için yazmamıştı. Amacı, çarpık eğitim sistemine eleştiri getirmekti. Zaten bu yolda başına gelmedik de kalmadı. Ama biz ne yaptık? İnek Şaban'a bakıp, sadece güldük... Güldüğümüz kadar, düşünüp, çözüm üretmeye çalışsaydık, belki de bugün ekrandaki bunca açık ve gizli çığlığa gerek kalmayacaktı.