SEDA Sayan dün bu köşede yazdığım yoruma programında tepki verdi. Yaşadığı yoğun iş temposu sinirlerini germiş olabilir. Eleştirilere karşı hoşgörüsünü yitirmiş olabilir. Ama bu sütunların yazarını "izlemeden yazmakla" kimse suçlayamaz. Seda'nın söz konusu programını en başından sonuna kadar "dehşet ve ibretle" izledim. Bir yandan da izleyicilerden gelen tepki telefonlarına yanıt vermeye çalıştım. Belli ki Seda Hanım benim yazımı başından sonuna kadar okumamış. Dünkü programında kendisi de itiraf etti. "Ben okumuyorum, sağdan soldan söylüyorlar" dedi. Keşke okusaydı. O zaman ölüm haberinin anneye canlı yayında değil, programdan önce verildiğini yazdığımı görür ve yok yere öfkeye kapılmazdı. Hem bir yazarı "izlemeden yorum yapmakla" suçlayacaksın, hem de o yazarın yazısını okumadan yorum yapıp, ona "vicdansız" diyeceksin. Eğer Seda Hanım gerçekten reyting kaygısı ile hareket etmese, kızının ölüm haberini az önce öğrenen bir acılı anneyi, stüdyoya sokmak yerine ambulans ile evine gönderirdi. Bence asıl "vicdan muhasebesinin" yapılması gereken yer burasıdır. Başka sözüm yok.