BİR uzaylı gelip de bizim televizyonları izlese, gazeteleri okusa, Türkiye'nin büyük bir salgınla karşı karşıya kaldığını sanır. Sanatçılar "Aman selülitli fotoğrafım çıkmasın" diye panikte... Kimi öğle güneşinde fotoğraf vermemek için otel odasına kapanıyor. Kimi güneş yansıması selülit sanılmasın diye gece havuza giriyor. Gazeteler selülitle mücadele ekleri veriyor. Selülite karşı bakım kremleri eczanelerde yok satıyor. Millet yosunundan çamuruna eline ne geçerse baldırına, poposuna sürüyor ki selülit belasından (!) kurtulabilsin. Bakın şuraya yazıyorum. Liderlerden biri çıkıp da, "Herkese bedava selülit kremi dağıtacağım" dese iktidarı şimdiden garanti... Yahu bu memlekette geçen yıl kuş gribi vakaları görülürken bile bu denli "infial" meydana gelmemişti. Hani neredeyse Verem Savaş Derneği gibi Selülit Savaş Derneği kurulacak. Yahu bu selülit denilen, azıcık cilt buruşmasından başka bir şey değil. Bazı tıbbi sakıncalarını göz ardı edecek olursak, genelde "estetik" bir sorun. Dünyanın sonu değil ki? Magazin medyası, selülitli ünlülere "cüzzamlı" muamelesi yaptıkça, bizim ev kadınları ve mahalledeki genç kızlarımız da doğal olarak panikliyor. Sanıyorlar ki, selülit bir kanser çeşidi!.. Yapmayın arkadaşlar, lütfen bu kadar abartmayın!..