Son yıllarda izlediğim en başaralı müzik-eğlence programıydı. Hangisi mi? Sezen Aksu'nun konuk olduğu TRT 1'deki Candan Erçetin'le Beraber Ve Solo Şarkılar... Sezen Aksu'dan söz etmeye gerek yok. İçinde bulunduğu her ortamı güzelleştirmeyi beceren, söyleyecek sözü, gösterecek sanatı olan, Türk Pop Müziği'nin ana kraliçesi... Bir de yanına Candan Erçetin eklenince... O Candan Erçetin ki, her albümü satış rekoru kıran... Müzik eğitmeni, işini en iyi bilen ama asla ukalalık etmeyen, kilise çanı gibi "ben, ben" diye ötmeyen... Giydiği elbiseden, adım atışına, mikrofonu tutuşuna, parmağını oynatışına kadar bir zevk ve zarafet timsali... Sezen'i de -zorla içine çekildikleri hariçsansasyonların ortasında göremezsiniz, Candan'ı da... İkisi de özellikle medyaya karşı mesafelidir. Hatta bu halleri snob'luk olarak nitelenip, sıkça eleştirilir. Vallahi iyi ki uzak duruyorlar. Medyanın eteğine yapışık gezenlerin hali ortadayken... Ben üç saatlik konser süresince zevkten dört köşe oldum. Televizyonun sesini, pencereleri, balkon kapısını ardına kadar açtım ki, bu güzellikten herkes nasiplensin. Programdan haberi olmayan da fark edip, izlesin... Candan kocaman bir dosya ile gelmişti. Sezen güldü, "Yahu nedir bu dosyalardan çektiğim?.." Candan dersini iyi çalışmış ve koca bir soru dosyası hazırlamıştı. Ama daha ikinci sorudan sonra anladı ki, o gece notalar, nağmeler, şarkı sözleri konuşmalı... Dosyayı bir kenara fırlatıp, mikrofona sarıldı. İkisi bazen tek tek, bazen düet tarzında bu ülkenin Pop Tarihi'ni yazan enfes şarkılarını seslendirdiler. Ekran başında aylardır kirlenen ruhumu onların billur sesleriyle bir güzel çitileyip, balkona astım. Sabah kalktığımda yeniden üzerime geçirip, mis gibi, pırıl pırıl işime geldim... Gazetede dakikalar geçmek bilmiyordu. Gözüm bilgisayarımdaydı. Reyting sonuçlarını merak ediyordum. Zira bu programın izlenmemesi için hiçbir neden yoktu. TRT harika bir ses düzeni kurmuştu. Reji, kamera açıları ve ışık mükemmeldi. Programın haddinden fazla ağır ve ağdalı dekoru bile o akşam dinamik ışık ve kamera oyunlarıyla hareket kazanmıştı. Biz televizyon sayfamızda konseri kocaman göstermiştik. Diğerleri de öyle... Peki acaba bu enfes müzik ve televizyonculuk olayını kaç kişi izlemişti? Ben yüksek reytingden yana umutluydum. Zira azıcık röntgencilik yapmış, komşu pencerelere şöyle bir göz atmış, görebildiğim ekranların çok büyük bir çoğunluğunda Beraber ve Solo Şarkılar'ın izlendiğini tespit etmiştim. Sonuç geldi... Son yılların en güzel müzik-eğlence programı tüm izleyici grubunda 25'inci olabilmişti ancak... Şimdi hiç kimse kalkıp da "Ama bu reyting ölçümleri gerçeği yansıtmıyor ki" geyiğinin arkasına sığınmaya kalkmasın. Rakamlarda umut verici bir kıpırdanma da mı olmaz? Korkarım ki bu seyirci, aşklarıyla, skandallarıyla ünlü yıldızcıkların SMS'li yarışmalardaki atışmalarına, gündüz mahkemelerinin ciyaklamalarına, birbirinin kopyası yerli dizilerin girdabına kendini fena kaptırmış. Sezen ile Candan gibi "gerçek" sanatçıları görmeyecek kadar gözlerine perde inmiş. Yazık ki ne yazık...