MUSTAFA Kemal Atatürk, milletin nüvesini teşkil eden köylümüzün değerini unutulmaz cümlesiyle ortaya koyarken acaba 75 yıl sonra bu sözlerinin "Köylü reytingin de efendisidir" diye değişeceğini aklına getirmiş miydi? Efendim malum, reytingleri ölçen şirket, denekler arasında AB grubunun oranını azaltıp, C ve D gruplarının oranını yükseltti. Bu uygulama ile beraber reyting listelerindeki tüm sıralama alt üst oldu. AB grubuna yatırım yapan, seçici ve seçkin izleyici kitlesine hitap etmeye çalışan kanallar tepe üstü çakıldı. Şimdi tüm kanallarda "yeni düzene" uymak için manevralar yapılmaya başlandı. Dizilerin içine "kırsal unsurlar" eklenmeye başlandı. Büyük kentte yaşamalarına rağmen, köyle bağını koparmayan, genellikle banliyölerde konuşlanıp, kente uyum süreci yaşayan C - D kategorisindeki izleyicilerin beğenisine uygun yapımlar için kollar sıvandı. Ekrana gelecek 20 yeni dizi içinde yarısından fazlası, kırsal konuları eksen almış yapımlar. İçinde ağaların kol gezdiği, törelerin hüküm sürdüğü, köye özgü adetlerle, lüks kent yaşamı arasında sıkışan aşkların öne çıkartıldığı öyküler ekrandaki egemenliklerini ilan ettiler. Peki ölçüm şirketi neden denek profilini aşağı çekti? Bunu "Ezilen, hor görülen insanların beğeni ve alışkanlıklarını da dikkate almak" gibi ulvi bir amaç için yapmadılar tabii ki... Amaç; büyük kanalların izlenme oranları ile görece daha küçük kanalların izlenme oranları arasındaki büyük farkı kapatmak. Böylelikle büyük kanalların reklam tarifelerini ucuzlatmak. Reklamverenin, daha "hesaplı" bir şekilde büyük mecralara ulaşmasını sağlamak. Reyting ölçümlerinin "reklamveren için" yapıldığını kimse unutmasın lütfen!..