DİYELİM ki siz bir tekstil firması sahibisiniz. Türkiye'nin en büyük televizyon kanallarından birinde ve en fazla reyting alan programlardan birinin içinde size 15 dakika boyunca defile şansı tanıdılar. Ne yaparsınız? Günler öncesinden kreasyonunuzu hazırlar, Türkiye'nin en seçkin mankenleriyle anlaşır, o 15 dakikayı hem ticari açıdan kazanca dönüştürür hem de "unutulmaz" bir defileye imza atmaya çalışırsınız değil mi? Ama ne yazık ki, bizim gündüz programlarındaki defileler bir felaket... Ne kurgu var, ne doğru dürüst müzik, ne koreografi... Mankenler ise muhtemelen mağazanın tezgahtar kızları arasından seçilmiş...
BAŞTAN SAVMA
Benzer bir duruma çarşamba günü Kanal D'deki Esra Ceyhan'ın programında rastladım. Ürünlerini sergileme fırsatını yakalayan firma, allı-güllü yazlık elbiseleri tanıtıyordu. Ancak defile o kadar renksiz, heyecansız ve baştan savmaydı ki, sanki "silah zoruyla" yaptırılıyormuş gibiydi. Yarı amatör olduklarını sandığım mankenler, nereye bakacaklarını, ellerini nereye koyacaklarını, sahneyi nasıl adımlayacaklarını bilemiyorlardı. Ve 15 dakikalık koca defileden aklımda "hiç bir şey" kalmadı. Oysa tekstil firması, o televizyona 15 dakikalık reklam vermeye kalksa, kamyonla para ödemek zorunda kalırdı. Bu kadar büyük bir fırsat, ancak bu kadar aymazlıkla tepilirdi yani... İşinin ehli tekstilcileri tenzih ederek söylüyorum. Ama ekonomideki en küçük dalgalanmada perişan olan tekstilcilerimizin suçu biraz da kendilerinde arama zamanı geldi de geçiyor bile...