Çocuk istismarı ne yazık ki "sıradan" olaylar arasına katıldı. Neredeyse her gün gazete sayfalarına ve televizyonların haber bültenlerine çocuk suistimali, tacizi ya da çocuk pornosu haberlerinden biri düşüyor. Pazartesi günü Arena'da günahsız yavrularımızın nasıl iğrençliklere alet edildiklerini, nasıl sinsice kandırıldıklarını anlatan ibret belgeleri yayınlandı. İzlerken adeta kanım çekildi. Peki çocuk istismarı yalnızca cinsel konularda mı yaşanıyor? Tabii ki hayır. Benim bugün dikkat çekmek istediğim çocuk istismarı türü, ekranlarda "alenen" yapılan dizi dizi suistimal... Son dönemlerin akılda kalan dizilerini şöyle bir hatırlayın. Pek çoğunda çocukların ölümcül hastalıkların pençesinde kıvrandıklarını, trafik kazalarında yaralandıklarını, kaçırıldıklarını, işkence gördüklerini ya da anne- baba çatışmasının orta yerinde kaldıklarını göreceksiniz. Zira "acı çeken çocuk" reyting çaparisinin en bereketli oltasıdır. Aliye'de çocukların her beş bölümde bir kaza geçirmeleri, kaçırılmaları, anne ile babanın arasında kalmaları, Binbir Gece'de bir yavrunun ilik kanseri ile boğuşması, Haziran Gecesi'nde minicik bir kız çocuğunun onlarca bölüm boyunca hastane odasında lösemiyle mücadele etmesi, Beyaz Gelincik'te yine küçücük bir yavrunun önce kaçırılması, sonra babasını yitirmesi, Yabancı Damat'ta minik bebeğin kaçırılıp çanta içinde günlerce oradan oraya savrulması, Arka Sokaklar'- da komiserin karısının hapse girmesi nedeniyle çocuklarının bunalıma sürüklenmesi, Erkekler Ağlamaz'da yine küçücük bir yavrucağın parçalanmış ailenin kutupları arasında pinpon topuna dönmesi... Bunlar, benim hatırlayabildiklerim. Mutlaka sizin hafızanızda pek çok benzer "ekran yollu çocuk istismarı" vardır. Sanırım benim gibi siz de ekranda mutlu çocuk yüzü görmeye hasret kaldınız. Belli ki dizi yapımcıları reyting hançerini saplayacakları, toplumun yumuşak karnını ezbere biliyorlar. Çocuk dramlarından sağdıkları reytingle dizilerini "sigorta" ettirdiklerini sanıyorlar. Oysa unutulan bir ayrıntı var. "Acı çeken çocuk" ne kadar "sıradan" bir görüntü haline gelirse, 17 aylık bebelere tecavüz edenleri bu toplumun hücrelerinden kopartıp atmakta o kadar güçlük çekeriz. "Çocuklara kıymayın efendiler", bir şiir, bir şarkı sözü olarak kalmasın lütfen!..