Yok, yok hükümet yetkilileriyle, Papa Altıncı Benedikt'in Başkent'teki ebelemece oyunundan söz etmeyeceğim. Benim yazacağım, tiyatro oyunu Papaz Kaçtı!.. Televizyondan iyice sıkılıp, nefes almak üzere dipten yüzeye çıktığım akşamlardan birinde kendimi yine Profilo Kültür Merkezi'ne attım. Yasemin Dabak'ın kurduğu Tiyatro Komedi'nin oyuncuları, Dormen Tiyatrosu'ndan 20 yıl sonra Papaz Kaçtı'yı sahneliyorlardı. Gittim, izledim ve televizyonun üzerimde bıraktığı kirden pastan iki perdede arınıverdim. Philip King'in yazdığı, yönetmenliğini Haldun Dormen'in yaptığı Papaz Kaçtı, sevimli bir bulvar komedisi.... Öyle çok derin mesajları, kendinizi yerlere atacağınız esprileri yok. Ama özellikle ikinci perdesi baş döndürücü temposuyla sizi peşine takıp, günlük hayatın hayhuylarından uzağa savuruyor. Hikâye, 1943 yılında mütevazı bir İngiliz kasabasında geçiyor. Papazın karısının eski sevgilisi, vaaz vermek için kasabaya gelen "nöbetçi" rahip, piskopos amca ve bir Nazi savaş kaçkınının kader çizgisi aynı evde birleşince ortaya müthiş bir kaos çıkıyor. İkisi gerçek dört rahip, bir piskopos, rahibin karısı, alkolik komşu ve cevval hizmetçi aynı çatının altında biraraya gelince ortaya çıkan keşmekeş, İstanbul trafiğini mumla aratıyor. Oyun; daha özenli kıyafet ve aksesuarlar, daha dikkatle seçilmiş tema müzikleriyle "mükemmel" hale gelebilir. Ayrıca birinci perde, son derece yavaş ilerliyor. Bu düşük tempo ister istemez izleyiciyi "Acaba gülüp eğlenemeyecek miyim?" endişesine sürüklüyor. Ama sabreden dervişler ikinci perdede muratlarına eriyor. Televizyon dizilerinden aşina olduğumuz genç oyuncular Ufuk Özkan, Hilmi Erdem, Hilmi Özçelik ve Murat Ergür son derece başarılılar. Özellikle Emret Komutanım dizisiyle adını duyuran Ufuk Özkan'a bayıldım. Buket Özkat fazla agresif oynamasa, daha inandırıcı olacak. Asuman Dabak ise oyunun lokomotifi. Yeteneğin yanı sıra ciddi bir kondisyon da gerektiren rolünü neredeyse kusursuz bir şekilde oynuyor. Ama benim asıl gözümü kamaştıran, iki deneyimli oyuncu Ayşen Gruda ve Ferdi Akarnur'un performansıydı. Bir kere teklemeden, bir saniye dilleri sürçmeden, son derece disiplinli ve titiz bir çalışmanın ürünü olduğu açıkça belli olan performanslarıyla genç nesil oyunculara adeta sahneden seminer veriyorlar. Özelikle Ayşen Gruda'nın enerjisi dalga dalga tüm salona yayılıyor. Papaz Kaçtı'yı tam da Papa Altıncı Benedikt'in Türkiye ziyaretinden 15 saat önce izlemiş olmam hoş bir tesadüftü. Zira pokerde 4 papazı bir arada görmek mükemmeldir. Ama papazlar tiyatro oyunundaki gibi aynı evde ansızın toplanınca, ortaya çıkan kaosu piskopos bile çözemiyor. Oyun, bu mesajıyla gündemi tam da ensesinden yakalıyor gibi...