Biz gazeteciler için zamanı algılamak güçtür. Çünkü arşivdeyken dünü yaşarız, daha bugünü algılamadan, yarının haberini yazarız. İşte bu hengame içinde ömrümüz akrep ile yelkovanın ardından koşturmakla geçer. Durum böyle olunca zaman sanki normalden daha hızlı geçiyormuş gibi gelir. Kim bilir, belki de çoğu gazetecinin genç yaşta yaşama veda etmelerinin nedeni bu "sıkıştırılmış", konsantre hayatlardır. İşte bu nedenledir ki, ajandama düştüğüm uyarı notunu görünce gözlerime inanamadım. "Yakından Kumanda" iki yaşını doldurmuş, üçe basıyordu. Gerçekten de zaman ne çabuk akıp, geçmiş. İki yılda okurlarımızla birlikte "Yakından Kumanda"yı emzirip, büyütmeye başladığımız günlerde "bebeğimizin" bunca kısa sürede bu kadar hızla serpilip, büyüyeceğini ummuyorduk doğrusu. Hedefimiz; seyircisiyle, yapımcısıyla, yöneticisiyle, reklamcısıyla, set çalışanlarıyla tüm televizyon sektörünü bu agorada buluşturmak, bir "referans noktası" oluşturmaktı. "Yakından Kumanda"nın devrelerinden her zaman doğruluk, dürüstlük, tarafsızlık, özen ve saygının geçmesini arzuluyorduk. 2 yıl içinde siz değerli okurlarımızın da desteğiyle bu "ilk hedefleri" tutturduk. "Yakından Kumanda" 2 yılda televizyon köşelerine yeni bir boyut kattı. Pek çok gazete ve dergide bizden sonra benzer köşelerin oluştuğunu, hatta bazen "tıpatıp taklit edildiğini" görmek, aldığımız yolu gösteren bir kilometre saati gibiydi. 2 yıl içinde "ailemizi" onurlandıran sayısız ödül de öyle... Geçen yıl bugünlerde "Yakından Kumanda"dan "emekleyen bebeğiniz" diye söz etmiştim. O şimdi ele avuca sığmayan, durup, soluklanmayan, haylaz, şakacı, afacan "hiperaktif" bir çocuk... Bu yazıyı sizin adınıza onun yanağından bir makas almak için yazdım. Allah onu sizlere bağışlasın...