Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Eğer televizyona çıkacaksanız...

Ekranlara sık sık "konuk" olarak çıkmak zorunda olanlara aşağıdaki yazıyı kesip, saklamalarını öneriyorum

EĞER televizyon kanalları ve konuklu programlar bu hızla artmaya devam ederse "Herkes bir gün 15 dakikalığına bile olsa TV ünlüsü olacak" şeklindeki meşhur söz gerçek olacak. Efendim, tahmin edeceğiniz gibi benim ömrümün büyük bölümü ya ekran karşısında, ya program setlerinde ya da TV ünlüleriyle söyleşi yapmakla geçiyor. İstedim ki bu keyifli pazar gününde işi "televizyon programlarına konuk olmak" olan zevata bir nebze de olsa yardımcı olayım. İşte ekranın dört köşesi arasında daha akıllı, daha şık, daha zarif ve daha etkileyici görünmenin yolları.

İSTİHBARAT YAPIN
Davet aldığınız programı en az bir kez izlemiş olmanızda fayda var. Eğer izlemediyseniz mutlaka bir kasetini edinmelisiniz. Sadece sunucunun değil, yapımcının ve yönetmenin de ismini öğrenin. Program öncesi onlara ismiyle hitap ettiğinizde sonucun daha parlak olduğunu göreceksiniz. Mutlaka programın dekoru hakkında bilgi edinin. Yoksa beyaz bir fonun önünde bembeyaz kıyafetlerinizle kaybolup gidebilirsiniz. Sizinle birlikte programda yer alacak konukların isimlerini mutlaka öğrenin. Kim bilir belki yolda bile karşılaşmak istemeyeceğiniz insanlar da davetlidir.

KIYAFET SEÇİMİ
Otorite kurmak istiyorsanız laciverdi, savunma yapıp, insanları ikna edecekseniz kahverengi tonlarını, dramatik bir vurgu için siyahı, rahat ve neşeli bir havaya ihtiyacınız varsa pastel tonları, güven duyulmasını istiyorsanız beyazı tercih edin. Programın içeriği, akışı ve temposuyla uyumlu bir kıyafet seçin. Tabii eğer "Şansa Dansa"da mini eteğiyle direğe tırmanmaya çalışan, "Şahane Günler" de sivri topuklarıyla minderlerin üzerinde zıplamaya uğraşan ünlülerin durumuna düşmek istemiyorsanız...

HAL VE HAREKETLER
Özellikle canlı yayınlarda ne kadar fazla konuşursanız, hata yapma ve gülünç duruma düşme ihtimaliniz o denli yüksek olur. Özellikle bilgi sahibi olmadığınız konulara balıklama dalmayın. Ama ille de konuşacağım diyorsanız, "Benim uzmanlık alanıma girmiyor ama şu kadarını söyleyebilirim ki..." diye başlayıp, dilediğinizce ukalalık edebilirsiniz. Sizi zor durumda bırakacak bir soruyla karşılaştığınızda "politikacı manevrası" denilen yöntemi kullanın. "Bu soruya cevap vermeden önce şunu belirtmeliyim ki" deyip, işinize gelen konudan söz edin. Bacaklarınızı çaprazlamayın, ellerinizi göğsünüzün üzerinde kavuşturmayın. Bu "güvensizlik" işaret eden bir savunma durumudur. Vücut dilini iyi bilenler bu durumdaki kişilere daha fazla saldırma ihtiyacı hissederler. Sorulara cevap verirken asla burnunuzu kaşımayın. Bu hareket, "yalan söylediğinizin" en açık işaretidir.

GEREKLİ TEÇHİZAT
Özellikle tartışma programlarında yanınızda mutlaka kalem-kağıt bulundurun. Eğer belgelerden yararlanmak istiyorsanız bunları renkli kağıt ayıraçlarla belirleyin ki, program sırasında sayfalar arasında boğulmayın. Özellikle belirtmek istediğiniz konuların başlıklarını küçük bir kağıda not etmeyi unutmayın. Bu, heyecanlı dakikalarda sizin en büyük kurtarıcınız olacaktır. Yanınızda mutlaka su ve mendil bulundurun. Hangi mevsim olursa olsun spot ışıkları altında terlemek kaçınılmazdır. Ancak mendille yüzünüzü kurularken, stüdyo makyajınızı çıkartmamaya özen gösterin. programda ağlama ihtimaliniz varsa, (bayanlar için) suya dayanıklı makyaj malzemesi kullanın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA