Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TULU GÜMÜŞTEKİN

Putin gerçekten başarılı mı?

ABD'nin, Fransa'nın da önemli desteğiyle, Suriye'ye askeri müdahalede bulunacağı tehdidi, belirli ölçülerde ertelenmiş görünüyor. Bu erteleme, medyaya genellikle Vladimir Putin'in siyasetinin başarısı ve Rusya'nın ağırlığının tescili olarak yansıdı. 1980 yılı Leonid Brejnev ile Hafız Esad döneminden sonra, Suriye ile Rusya'nın bu denli yakınlaştığı görülmemişti.
Bu manzaraya bakarak, Soğuk savaş dönemi dengelerinin bir kısmının yeniden oluştuğunu söylemek mümkün olabilir mi?
Rusya Federasyonu, SSCB'nin dağılmasından sonra eski gücüne kavuşmasa dahi, bölgesel ağırlığını artırabilir mi?
Rusya ve İran, ömrünü çoktan doldurmuş olan Baas rejimini ayakta tutuyor.
Suriye'deki katliamcı rejimin ayakta kalabilmesi, bu iki ülkenin gücünden ziyade, gelişmelere müdahalede çok isteksiz olan Batı dünyasının güçsüzlüğüyle mümkün oldu. Kimyasal silah kullanımı, ABD'nin bir anlamda "askeri güç kullanabilmek için yeterli meşruiyet" arayışında önemli bir dönemeç oluşturdu. Yüzlerce kişinin gaz soluyarak ölmesi, hem dünya kamuoyunda, hem de güçlü demokratik ülkeler nezdinde artık harekete geçilmesi gerektiği konusunda bir uzlaşma zemini yarattı.
George W. Bush yönetiminin son derece haksız ve anlamsız askeri müdahaleler düzenlemiş olması, dev askeri güçlerini kullanmakta ABD'yi ve diğer müttefik demokratik rejimleri çok ürkütüyor. Bunu iyi bilen Rusya, Suriye'ye askeri müdahaleyi önlemek için "kimyasal silahlardan arınma" projesi hazırladı. Saldırıyı şimdilik erteleyebilmiş gözüküyor. Ancak Beşar Esad'ın televizyona çıkarak bir dizi istekte bulunması ve ancak bunlar gerçekleştirilirse kimyasal silahlarının kontrol edilmesini kabul edeceğini açıklaması, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry tarafından "ciddiyetsiz" bulundu.
Katliam sürüp giderken, ABD'nin sadece "muhalefete silah desteği" sözü, bir çözüm kapısı aralayabilir mi?
Bölgedeki kimi müttefiklerinin, bu aşamada bir ABD askeri müdahalesi istemedikleri sızan haberler arasında... Mısır ordusunun Sina'daki mücadelesini muhtemelen rahatsız etmemek ve Mısır'daki darbeci rejimin zorda kalmasını engellemek için, Suriye'ye askeri müdahale ertelenmiş olabilir mi?
Herkesin ittifak ettiği nokta, Suriye'deki durumun daha fazla sürüp gidemeyeceği... Putin ve Lavrov ne kadar ısrar etseler de, Suriye halkı bu rejimi istemiyor. Rusya'nın, böylesi bir katliamın sürüp gitmesini sağlayacak gücü yok. SSCB döneminde olduğu gibi neredeyse tek parti yönetimi, baskıcı rejim ve hukukun uygulanmaması gibi bir sistemin üstünde Putin, zannedildiğinden çok daha güçsüz. Son seçimlerde, bütün sandık hilelerine rağmen, muhalifleri çok önemli oy patlaması yaptılar. Bölgede, Gürcistan savaşında görüldüğü gibi Rusya'nın hâlâ habaset gücü var, ancak bu Batı dünyasını dengeleyebilecek düzeylerin çok uzağında ve rejim kaygan bir zeminde...
Batı dünyasını, başta ABD'yi müdahale etmekten alıkoyan başka dengeler var.
New York Times sayfalarında Putin'e yer veren anlayış, ABD'nin pasif kalmasını da destekliyor. Ne var ki, Suriye'de mevcut durumun devamı bir alternatif olamaz.
Bu uluslararası satranç oyununun gelecek günlerdeki hamleleri, Putin'in başarılı mı, yoksa başarısız mı olduğunu gösterecek.
Suriye halkının direncinin sürmesi, katliamlara rağmen mücadelesinin de süreceğine işaret ediyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA