Figer, Türkiye'de büyük kulüplerde oynayan bazı oyuncuların menajeri. Aslında menajerlikten çok futbolcu tüccarı tabirini kullanırsak, daha doğru olur. Oyuncu görüşmelerinde yüzde on falan derdinde değil. Görüşmelerinde kendisi için neredeyse oyuncu kadar para talep ediyor. Beşiktaş'la yaptığı Nobre görüşmelerinde ve F.Bahçe ile yaptığı Lugano görüşmelerinde de böyle oldu. Fakat bir tarafta istediğini aldı diğer tarafta kapının arkasını gördü. Lugano transferinde yıllık 4 milyon euro oyuncu için ve 4 milyon da kendisi için istedi. Bunda da ısrar etti ve bazen blöf yaptı bazen rest çekti ama olmadı. Dönüp dolaşıp gelip F.Bahçe'nin masasına oturdu ama F.Bahçe'nin şartlarıyla. Sonunda da 2.5 milyon euro karşılığında kendisi de bir şeyler alamadan imza atmak zorunda kaldı. Mecbur çünkü dünyanın hiçbir ülkesinde Lugano net olarak son imza attığı rakamı bile bulamaz. Üstelik bulsa da bunlar F.Bahçe, G.Saray, Beşiktaş gibi üst düzey büyük takımlar olmaz. Sonucunda F.Bahçe kazandı. Aynı kişi Beşiktaş'la Nobre transfer görüşmelerini yaptı. Talep ettiği para çok tepki çekince başka bir formülle oyuncunun parasının içine bu tüccarın parası üstü örtülü olarak yerleştirildi ve ödeniyor. Yani Nobre'nin aldığı ücret yıllık bir anda sekiz yüz bin eurodan yıllık 2,4 milyon euroya çıkıverdi. Verilmese ne olurdu.
NOBRE DÜNYAYI TURLASA
Nobre için bir dünya turu yapsa sonra dönüp 3 tur daha atsa yıllık net olarak bir milyonun üzerinde ödeyecek bir kulüp bulamazdı. Kazanan şimdi F.Bahçe de olduğu gibi Beşiktaş olurdu. Fakat şimdi Beşiktaş'tan 3 yıl için alacağı 3 milyonun keyfini sürüyor. Kısacası yönetim anlamında bir taraf sorumsuz ve başka hesaplar içinde hareket ederken diğer taraf camiasının menfaatini sonuna kadar koruyan bir iradeyi ortaya koyuyor