BEŞİKTAŞ 19 yıl sonra hem lig hem kupa şampiyonluğunu kazanarak çok keyifli bir sezon bitirişi gerçekleştirdi. Elde edilen başarılardan sonraki sevinç gösterileri ve coşku gerçekten muhteşemdi. Son yıllarda camianın içinde var olan bazı travmaların yok oluşunu izledik. Geri gelen büyük takım taraftarı aidiyet duygusunun dışa vurumunu yaşadık. Tüm bunları camia olarak özlemişiz. Doya doya da yaşamaya devam ediyoruz. Ben bu başarıların Beşiktaş açısından bir sezonun sonunda kazanılan bir final olarak değil; bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Bu şampiyonluklar bize güven ve önümüzdeki günler için bir nefes alma zamanı getirdi. Şimdi önümüzde kısa ve uzun vadeli yapılması gereken işler var.
Kısa vadede halledilmesi gereken teknik adam anlaşması ve transferler en acil işler olarak duruyor. Bunun ötesinde Beşiktaş'ın artık yapması gereken kendi iç yapılanması ile ilgili önemli işleri var. Bu başarıların yanlızca bir defaya mahsus olmasının önüne geçecek, sürekliliğini sağlayacak temel yapılanmaları gerçekleştirmesi gerekiyor. Bunları başta mali, sonrasında iç idari ve daha sonra da sportif yapılanmalar olarak mutlaka sonuçlandırması çok önemli. Şu anda Beşiktaş camiasının içinde bunlara destek olabilecek bir konsorsiyum da söz konusu. Bu, çok iyi değerlendirilmeli. En önemlisi de camia içerisinde bu fırsattan yararlanıp artık bir iç barış sağlanmalı. Tüm bunların gerçekleştirebilecek kişi de Beşiktaş Başkanı'dır. Gündemi doğru okuyup hamleleri zamanında ve isabetli yapabilirse, Beşiktaş yeni ve farklı bir sürece girebilir. Bu, Beşiktaş'ın ve kendisinin şansı olur. Zaman kaybında ise bu fırsat ortamı çok kısa sürede güncel politikalar içerisinde yok olur gider. Beşiktaş yine aynı tartışma ortamının içine geri döner. Bundan da hem Beşiktaş hem Başkan kaybeder.