Demokrasilerde sandık esastır. 5 yılda bir yapılan yerel ve genel seçimlerde insanlar, özgür iradelerini kullanarak istedikleri partilere oy verir. Milletin ülkeyi yönetmek için vekaleti verdiği Hükümet ise temsili olarak bu yetkiyi millet adına kullanır.
Ama maalesef Türkiye'de her zaman, milletin Hükümete verdiği bu yetkiyi gasp edenler oldu. Ta ki AK Parti Hükümeti'ne kadar. AK Parti Hükümeti için de milletin verdiği yetkiye sahip çıkmak elbette kolay olmadı.
İktidarını sarsmayı hedefleyen tonla meseleyle mücadele etti.
Kapatma davası, e muhtıra, Balyoz, Ergenekon, Cumhuriyet mitingleri, azınlık cinayetleri, Gezi olayları ve 17 Aralık darbesi.

Söz konusu "Tayyip düşmanlığı" olunca, hayatı boyunca yan yana gelemeyecek gazetelerin, siyasilerin ve dini-politik grupçukların aynı 'paralel'de hizalandığını görüyoruz.
Hedeflerine Türkiye Cumhuriyeti'ni Başbakanı'nı, MİT'i, milli ekonomiyi demokrasiyi ve Yeni Türkiye'yi koyup saldırıyorlar.
Ezberledikleri "Tayyip gitsin!"den başka cümle kuramıyorlar.
Sandıktan korkuyorlar, helikopteri gösteriyorlar. "Millete gidelim kozlarımızı paylaşalım" diyemiyorlar.

Devletin bekasının söz konusu olduğu bir durumda, "Devlet, devlet!" diyen Devlet Bahçeli'nin suskunluğu, kökü dışarıda olan hücrelere güç veriyor.
Kasetle kendi liderini değiştiren CHP, "montaj kasetle, illegal dinlemeyle neler yapmayız ki" derdine düştü. Seçilmiş Hükümete ancak "istifa et" diyor Kılıçdaroğlu, "Seçime gidelim" diyemiyor.
Daha düne kadar kasetten, dinlemeden şikayet eden Esed'i bile kardeş gören Kılıçdaroğlu'nun, hukuku çiğneyerek yasadışı kayıtları Meclis çatısı altında yayınlaması, paralelleri sevindiriyor.
Çözüm Süreci'nin muhatabı BDP'nin Eşbaşkanı, kandan başka önerisi olmayanların ekmeğine yağ süren açıklamalar yapıyor.
7 bin dinleme hakkında tek bir haber yapmayan Hürriyet, montaj kaset hakkında haber üstüne haber yaparak 28 Şubat performansından zerre bir şey kaybetmediğini gösteriyor.

Ahlaksızca dinliyor, ahlaksızca servis ediyor, ahlaksızca yorumluyorlar. Hukuk, demokrasi, mahremiyet, ahlak ve din hiçbir şekilde onları tele kulaklıktan, milletin haremine girmekten alıkoyamıyor.
Yedi bin insanı illegal dinlediler. İçinde siyasi de, gazeteci de, kanaat önderi de bürokrat da, sıradan vatandaş da var. Ama ilaç niyetine bir tane paralel yapıya mensup biri yok.
Şantaj yapmak, örgütten içeri tıkmak, Hükümet darbesi yapmak isteyenler, bunu montaj kasetlerle unutturmak istiyor
. Nasıl ki 28 Şubat'ı unutmadık bu ihaneti de hiç unutmayacağız!
Darbeci askerlere, Ergenekon'a, partisini kapatmaya çalışan düzenbazlara, pabuç bırakmayan Erdoğan, kasete mi pabuç bırakacak?

Bütün bu olaylara rağmen fikrini değiştiren oldu mu? AK Parti'den CHP'ye, CHP'den AK Parti'ye geçiş oldu mu? Hiç sanmam. Anketlerin yüzde oranları üç ay öncesi ile aşağı yukarı aynı düzeyde.
Partilere bakınca halen AK Parti'nin bu ülkede demokrasinin, yarınların teminatı olduğunu görüyor millet!
Kasetten medet uman partilerle demokrasi yolcuğu yapılmaz!
Bunu 28 Şubat size öğretemediyse 17 Aralık öğretecektir.
Milletle iddialaşılmaz!