Denizli-Beşiktaş maçı, hakemlerin sahaya 10 dakika geç çıkarak yapılan eleştirilere isyan mesajının ardından başladı. Her karşılaşma sonrası kendileri için kurulup bozulan darağaçlarından uzaklaştırıldıkları ölçüde Mustafa Çulcu ve arkadaşlarının daha az hata yapıp daha adaletli maçlar yöneteceğine inananlardanım. Atatürk Stadı'ndaki rengarenk dolu tribünleri ve dev futbolcu posterlerini görünce bir an menajerin Can Çobanoğlu olduğunu unutup, 'Bu takım düşmemeye değil de şampiyonluğa mı oynuyor?' diye düşündük ve ev sahibinin maça iyi hazırlandığını gördük. O kadar ki, 22. saniyede gelen Denizli'nin golüne herkes gibi ne diyeceğimizi şaşırdık. Tarihe geçecek gol, sağdan Bülent'in uzun ortasıyla başladı. Selahattin'in kafayla kaleye yolladığı top, çatalın içinden oyuna dönünce Oliveria kafayla bu fırsatı kaçırmadı: 1-0 Beşiktaş, ilk yarıda golü çıkarmak için daha istekli oynadı. 16. dakikada sağdan giren Jun'un şutunu kaleci Hamidou çıkardı. 39'da İbrahim Akın'ın vuruşunda ceza alanı içinde 5 metreden Levent'in eline çarptığı pozisyona hakem Dereli devam kararı verdi. Tigana ikinci yarı oyuna Okan'la başlayıp, Ahmed Hassan'ı da sola alınca maç hareketlendi. 46. dakikada Çağdaş'ın ortasında arka direkte Okan'ın kafa vuruşu Souleymanou engeline takıldı. Ancak sahneye Kleberson çıktı. Brezilyalı, frikikten topu filelere, gol hediyesini de adını koluna yazdığı oğlu Klebinho'ya gönderdi: 1-1
BERABERLİK İKİSİNE DE YARAMADI
Maçın ilerleyen bölümlerinde Denizlispor yakaladığı pozisyonları kibarca harcarken, Tigana forvetin vasat ikilisi Jun ve İbrahim Akın'ı çıkarıp kurtuluş ümidini Ahmet Dursun ve geleceğin yıldızı Nail Tilbaç'a bağladı. 74'te Nail'in pasında ceza sahasına giren Tümer kalitesine yakışmayacak şekilde zor olanı yayıp topu kaleciye nişanladı. Takımlar adeta kaderine razı oynadı. Hal böyle olunca her iki takım da acil ihtiyaçları olan puanlar nedeniyle aldıkları 1'e değil, kaybettikleri 2'ye ağladı...