Diyarbakır'a gelirken önümüzde iki önemli fotoğraf vardı. Birincisi; 1986-87 sezonundan bu yana (Diyarbakır'ın arada ligden düştüğünü unutmadan) Beşiktaş'ın bu deplasmanda galibiyet alamaması... İkincisi; geçen hafta Ankaraspor deplasmanında hakem kurbanı olan Diyarbakır'ın yaralı ve kızgın olması.. Son taktik idmanın ardından Tigana'nın yeni transferler Bobo ve Gökhan Güleç'i oynatma kararından sonra verdiğimiz alkış, takım sahaya çıkınca daha da arttı. Burada önemli olan Fransız hocanın takımında futbolcuların saygısını kazanmayı, otoritesini 'kurallarla değil kararlarıyla' sağlamayı başarmasıdır.
YAŞASIN GENÇLİK DEĞİŞİMİ
6. dakikada Sergen'in pasıyla Bobo, 14. dakikada Tümer'in asistiyle Gökhan Güleç'in ilk maçlarında ilk golleriyle tanışması Tigana'nın eseridir. 13 numaralı forması ve ideal santrfor duruşuyla Bobo (Rogerio Da Silva) ve mücadeleci yapısıyla Gökhan bu uyumsuzluğa rağmen oyuna katkılarıyla gelecek adına umut verdi. İkinci yarı Sergen'in sakatlanarak yerini bıraktığı İbrahim Akın da sahaya girince takımın yaş ortalaması 25 seviyesine düştü. 49'da kornerden Rakoviç, kapatılan köşeden topu kafayla filelere gönderip skoru 2-1'e taşıyınca dolmamış tribünler ateşlendi. Sonrasında 3-5 kişinin sahaya attığı su şişelerine yine Diyarbakırlılar'ın toplu olarak müdahale etmesi alkışı hak etti. Oyuna girdikten sonra Tomas Jun'un 77'de attığı gol 3-1'le Beşiktaş'a 19 yıl sonra deplasman galibiyetini getirdi. Gollerin sahipleri bir gerçeği haykırdı: Yaşasın gençlik değişimi, helal olsun Jean Tigana...