Nasıl da birbirlerinin sırtını sıvazlıyorlar. Hakkaniyet, liyakat nasıl da umurlarında olmuyor.
Birbirlerine arka çıkmakta, birbirlerini pohpohlamakta üstlerine yok.
Yeditepe Üniversitesi bir ödül töreni düzenlemiş.
En iyi gazete ödülünü de Sözcü gazetesine vermiş.
Mübarek olsun!
Sözcü gazete mi sahiden?
Yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret bülteni mi?
Gazetenin yazı işleri müdürü ödülü aldığında "galiba bu gençlerle ortak noktamız Atatürk.
Atatürk'ün yolunda buluştuk" diye konuşmuş.
Sayın müdüre sormak lazım, Atatürk'ün yolundan gittiğiniz için mi, nice zamandır Atatürk'ün makamında oturan Erdoğan'ı indirmek için operasyonel yayıncılık yapıyorsunuz?
Sayın müdür konuşmasında ayrıca "çok zor bir yıl geçirdik, iki arkadaşımız aylarca cezaevinde yattı. Patronumuz Burak Akbay hâlâ yurtdışında" demiş.
Niye kaçmış ki? Niye dönmüyor ki?
***
YÜK BİZİM SIRTIMIZDA SENİN, BENİM...
Çevremizdeki aktörler şunu söylüyor.
Söz konusu olan Türkiye'nin zararı ise gerisi teferruattır.
Bu kadar açık, bu kadar yalın!
PYD'nin, YPG'nin durumuna bakın mesela.
ABD açık açık PYD/ YPG için müttefik ibaresini kullanıyor.
Almanya PYD'nin emanetçi başı olan Salih Müslüm'ü koruyor.
Birçok başka PKK'lıyı himaye ediyor.
Ne diyorlar?
"DEAŞ'la mücadelede YPG bize lazım." Başka?
"YPG İran'la mücadelede de işimize yarayacak." Gelin görün ki DEAŞ ve YPG yeri geldiğinde işbirliği yapıyor, Batı ülkeleri de bunu görmezden geliyor.
Hatta himaye ediyor.
Öte yandan Rusya Moskova'daki PYD ofisini halen kapatmış değil.
Rusya YPG'yi korumak için her fırsatı değerlendiriyor.
Ancak Türkiye'yi kaybetme pahasına bunu yapamayacağını da biliyor.
Sorsanız YPG'yi Amerikalılara kaptırmak istemiyoruz diyor Ruslar.
Fakat gün sonunda onlar da Türkiye'nin kazanmasını ve özgürleşmesini istemiyor.
Peki İran'a ne demeli?
ABD'nin kendisine karşı kullanacağını söylediği YPG'lileri korumak için ilk fırsatta Afrin'e kendi milis kuvvetlerini gönderdi İran.
Eğer Türkiye engel olmasaydı şu anda Afrin merkezinde YPG ve İran'a bağlı gruplar el ele Türkiye'ye karşı savaşacaklardı.
Liste uzar gider...
Hatırda tutmamız gereken en önemli husus şu:
Türkiye'nin istiklal mücadelesi bizlerin omuzlarında.
Evet bizim, senin, benim.
Bu bilinç ve sorumlulukla çevremize bakmak ve hareket etmek zorundayız.
***
SAADET PARTİSİ NEYİN PEŞİNDE?
Saadet Partisi büyük bir yanlışın eşiğinde.
Küresel şer ittifakının Türkiye'yle ilgili en büyük projesi ne? Recep Tayyip Erdoğan'dan kurtulmak!
Saadet Partisi eğer CHPHDP hattında kalırsa hizmet edeceği tek misyon bu olacak.
Ne yazık ki. Saadet Partisi15 Temmuz darbe görünümlü işgal planının arkasındaki dış güçler nasıl istiyorsa öyle davranıyor.
Yazık.
Bakalım bu durumu parti yöneticileri kendi tabanlarına anlatmayı başarabilecekler mi?