Henüz çocuktum.
İlkokul son sınıfa geçtiğim yazdı.
Sıcaktı.
Merakla, satırı satırına gazete okuduğum günlerdi.
Okurdum, görürdüm.
Gördükçe kanım donardı.
Birileri yol kesmiş, insanları otobüsten indirmiş, içinde çocukların da olduğu sivilleri kurşuna dizmiş.
O birileri köy basmış, 16'sı çocuk 30 insanı kurşuna dizmiş.
Aynı aileden 7'si çocuk 2'si kadın 9 kişiyi öldürmüş.
14'ü çocuk 25 kişiyi, 25 sivili katletmiş.
İkisi bebek, biri 3 günlük, biri 6 günlük.
Bilerek, isteyerek, planlayarak.
Bir başka sefer 5 kadını öldürmüş.
2'si hamile hem de, karınlarında çocuklarıyla!
Hepsi gariban, hepsi bu ülkenin insanı.
Masum siviller, çocuklar, kadınlar!
Bütün bu katliamlar o yaz gerçekleşti.
Hepsini PKK yaptı.
O güne bu cürümleri işleyerek gelmişti.
Sonradan öğrendim ki o yaz yeni bir faza geçmiş ve "infaz"lara başlamıştı.
Kadınları ve çocukları hedef alarak korku salmaktı niyetleri.
Kalleşliğin kitabını yazmışlardı.
Adları unutulan çocuklar, kadınlar.
Bir de adları konmamış annelerinin karnında hayata elveda diyen bebekler.
Hepsini PKK yaptı.
O günden bugüne bu alçaklığı sürdürdü.
Sivilleri, çocukları hedef aldı.
Sonra şehirlere yöneldi PKK.
Okul bahçelerine saldırı düzenledi.
Çöp tenekelerine bombalar yerleştirdi.
Otobüs duraklarını havaya uçurdu.
Canlı bombalar kullanmaya başladı.
Kitlesel katliamlar yapmaktı arzusu.
Hep masum insanları, bizim insanımızı hedef aldı.
Onları bu hayattan, sevdiklerinden kopardı.
Hep dışarıdan destek aldı.
Hep emirle hareket etti.
Türkiye düşmanlarının maşası oldu.
Gün geldi bir zamanlar ona düşman olduğunu söylediği FETÖ'nün emrine girdi.
İki terör örgütü el ele ülkede iç savaş çıkarma projesine hizmet etmeye başladı.
Ülkeyi darbeye ve işgale hazır hale getirmek için uğraş verdiler.
Uğraşlarından vazgeçmiş değiller.
İmkânları azaldı, operasyon alanları daraldı.
Ancak durmuyor, durulmuyorlar.
Yine el ele, yine omuz omuzalar.
PKK iki gün önce 15 yaşında bir genci katletti.
Yine hedef gözeterek, yine bile isteye.
Eren Bülbül, Maçka'da teröristlerin sığınağını askerlere gösterirken şehit düştü.
Onunla birlikte astsubay Ferhat Gedik de Hakkın rahmetine kavuştu, şehit oldu.
Bütün bunlar olurken birileri bu iki terör örgütünü masum göstermeye, onunla mücadele eden devleti suçlu ilan etmeye çalışıyorlar.
Kim olduklarını iyi biliyorsunuz.
FETÖ'ye olan diyet borçlarını ödemek için kıvrananlar, PKK'lılara "arkadaşlar" diyenler, DHKP-C'lilerin eylemlerini alkışlayanlar!
Terör örgütlerine sempati duyanlar!
Siz karakterinizin gereğini yapın, biz de kendi karakterimizin gereğini.
Siz bu ülkeye düşman terör örgütlerine destek olun, biz onlarla sonuna kadar mücadele edelim!