En sevdiğim dizelerden biridir: "Dost bî-vefâ, felek bî-rahm, devran bî-sükûn/ Derd çoh, hemderd yoh, düşmen kavî, tâli' zebun" diye söyler Fuzuli.
Rahmetini yitirmiş, zalim, gaddar bir dünyadan bahsetmektedir şair.
Bizlerin popüler kültürümüz marifetiyle "kahpe felek" diye ezber ettiğimiz dünya işte.
Evet ta kendisi!
Bu memleketin insanı onu "kader" diye bildi.
Oysa o dışımızdaki dünyaydı.
Bize dayatılan, içine doğduğumuz, sorgulayamadığımız, ezeli ve ebedi olarak öyle olduğunu düşündüğümüz dünya.
O dünyada dost vefasızken, düşman kuvvetlidir.
En acısı da derdinle dertlenen bir ademoğlunun olmayışıdır.
***
Bugünden o güne bakınca, "
Fuzuli, fuzuli dertlenmiş" diyesi geliyor insanın.
Bugünün dünyası onun dünyasından daha zalim, daha gaddar.
Kıyası kabil değil!
Bugünün düşmanı o günün düşmanından daha güçlü, kuvvetli.
O gün düşman karşısında ahlaki, psikolojik, siyasi, askeri üstünlüğü elde bulunduruyorken bugün öyle mi?
Yenilmiş, ezik bir ruh haliyle bakıyoruz düşmana.
Düşmana âşık olanımız, onu taklitte yarışanımız az değil.
Bildiniz değil mi?
Hani şu işbirlikçiler!
***
200 küsur yıl o işbirlikçiler günlerini gün ettiler.
Bu millete düşmanlıkta sınır tanımadılar.
Tanınmadıklarını, bilinmediklerini düşündüler.
Yanıldılar.
Defalarca teşhir edildiler, fakat aldırmadılar.
On dokuzuncu yüzyılın başlarında, tam da Batılılaşma döneminin bidayet vaktinde Halet Efendi "
Frengistan"ı "
korkutmak veyahut methetmek" için övenleri ele alır.
Onların esasında nasıl da "
Frenklerin taraftarı ve casusu" olduğunu anlatır.
Saf saf Batı hayranlığı yapanları ise "
eşşek" diye tarif eder.
Halet Efendi meselesi de ayrı bir dramdır ya, neyse!
***
Refah, sükûnet, huzur, istikrar.
On yıllardır bu ülke bunları aradı.
Ne yazık ki bulamadı.
Ağır travmalar yaşandı.
Devlet ve millet karşı karşıya getirildi.
***
Son 15 yılda belki bir daha yakalayamayacağımız bir imkân yakaladık.
Zor bela.
Savunmadan taarruza geçtik.
Bedel ödedik, ödüyoruz, ödeyeceğiz.
Esaretin bedelinden daha ağır bir bedel değil bu ama.
Bu bedel karşılığında esaret yerine hürriyetimizi elimize aldık.
Elde tutmak için mücadele ediyoruz.
Bu milletin fertleri tanklara karşı bunun için yürüdü.
Bu milletin düşmanları, hani şu işbirlikçiler bu milleti bir kez daha esaret altına almak için yürüyor.