Tuncay Özkan adlı CHP'li vekil çıkmış "Hayır" turuna.
Girmiş bir terzi dükkânına.
Karşısında sakallı, takkeli bir amca.
Sandalyede arkasına yaslanmış oturuyor.
Seninki başlıyor konuşmaya.
"Öcalan, FETÖ, Barzani, Leyla Zana evet diyor!" Burada videoyu durduruyoruz.
Yanlış mı duyduk diye bir daha baştan alıyoruz.
Yok yanlış duymamışız, CHP'den bir başka yalan daha duymuşuz.
"Öcalan, FETÖ, Barzani, Leyla Zana evet diyor!" Amca yerinden kıpırdamadan cevabı yapıştırıyor.
"Ne eveti ya, onlar hayır diyor, asıl hayırı onlar diyor." Seninki bakıyor çıkmaz sokak, bu sefer konu değiştiriyor.
"Bak Erzincanlıyım, Eğinliyim ben, ben de ticaretten anlarım" diye gevelemeye başlıyor.
Sonra da muhatabının bu sözle ikna olacağını düşünüp "bana bir şey demedin daha, bana bir şey demedin daha" diyerek istediği cevabı almayı bekliyor.
Bir yandan da bir pazarlıkta olduğunu farz ediyor olacak ki amcanın elini bir aşağı bir yukarı çekeliyor.
Amca net.
"Erzincanlıysan, sen başbakana takviye et" diyor.
Amcamız, Tuncay Özkan'a "burası terzi dükkânı madem geldin boyunun ölçüsünü almadan seni göndermem" demiş oluyor.
Bu kısa film burada bitiyor.
Fakat bu memleketin çilesi bitmiyor.
CHP'nin nabza göre yalan stratejisi traji- komik sonuçlar üretiyor.
Talimat en tepeden.
Kampanya esnasında yalan serbest.
Fakat önemli olan hangi yalanın nerede söyleneceği.
Nitekim CHP'liler Trabzon'da, Kayseri'de "Öcalan, FETÖ, Barzani, Leyla Zana evet diyor" yalanını söyleyebiliyor.
Ancak bunu Diyarbakır'da, Hakkâri'de yapamıyor!
CHP'li vekiller orada "16 Nisan'dan sonra HDP'li vekilleri serbest bırakacağız" diyerek "Hayır propagandası" yapıyor.
Bütün bunlar CHP'nin omurgasızlığını, siyasetsizliğini ve güvenilmezliğini bize bir kez daha gösteriyor.
16 Nisan'da evet sonucu çıkmasından ödleri kopuyor.
16 Nisan'da evet çıkarsa sadece Türkiye'de siyasal istikrar kurumsallaşmayacak, aynı zamanda CHP siyaseti değişecek.
Artık CHP kongresi için siyaset yapmak yerine, Türkiye için siyaset yapmak zorunda kalacak CHP.
Toplumun merkezine hitap etmek zorunda kalacak.
Buna uygun olmayan aktörler tasfiye olacak.
Dogmatikler, yobazlar, çapsızlar devre dışı kalacak.
Bunun da ötesinde Türkiye tam anlamıyla özgürleşecek.
Siyasal alan daha da demokratikleşecek, kalıcı bir istikrara kavuşacak.
Ülkenin mukadderatına karar verecek olan asıl söz sahibi millet olacak.
Ekonomideki orta gelir tuzağı aşılacak, büyümemiz hızlanacak.
Savunma alanındaki dışa bağımlılık aşılacak.
Evet, bütün bunlar hükümet sistemimizin inşasıyla, 16 Nisan referandumundan güçlü bir evet çıkmasıyla mümkün olacak.