Türkiye son 15 yılda iç politikada gerçekleştirdiği reformlar yanında, dış politikada da ciddi bir kapasite artışı yaşadı. Halihazırda Türkiye'de yoğun bir referandum süreci yaşanmasına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'nin dış politika gündemini canlı tutmak için ciddi bir uğraş içinde.
Cumhurbaşkanı Erdoğan iki hafta önce Bahreyn, Suudi Arabistan ve Katar'a önemli birer ziyaret gerçekleştirmiş, bir yandan bu ülkelerle ikili ticari ilişkileri derinleştirmek, öte yandan küresel siyasetteki yeni gelişmelere bağlı olarak bu üç önemli Körfez ülkesiyle güvenlik alanında gerçekleştirilebilecek stratejik işbirlikleri üzerine mesai harcamıştı.
Dün de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki heyet Pakistan'daydı. Önümüzdeki hafta, 9-10 Mart günleri Cumhurbaşkanı Rusya'ya son derece kritik bir ziyaret gerçekleştirecek.
Evet bütün bunlar Türkiye'de sıcak referandum gündemi sürerken ve ret cephesi yapay rejim tartışmaları ve korku politikasıyla toplumu esir almaya çalışırken gerçekleşiyor. Cumhurbaşkanı, 10 Ağustos 2014 öncesinde millete verdiği sözü yerine getiriyor, koşan, terleyen bir lider olarak Türkiye'nin büyümesine katkı sunmaya devam ediyor.
Gelelim Pakistan ziyaretimize. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki heyet salı ve çarşamba günü Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın (EİT) 13. toplantısına katılmak üzere Pakistan'ın başkenti İslamabad'daydı.
13. liderler zirvesinin başlıca amacı kuruluşun yeni dönemdeki vizyonunu belirlemek ve "2025 vizyonu" olarak formüle edilen bu planlamayla üye ülkelerin bir yandan bölgemizde yaşanan krizlere karşı ortak bir yaklaşım geliştirmesini sağlamak, öte yandan pozitif işbirliği alanlarını genişletmek hedefleniyor.
Bundan önceki EİT toplantısı 5 yıl önce Bakü'de gerçekleştirilmişti. Bu son toplantıyla birlikte EİT'nin dönem başkanlığı İran'dan Pakistan'a geçmiş oldu.
Halihazırda EİT'ye 10 ülke üye. Türkiye'nin yanında İran, Pakistan, Afganistan, Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan EİT'nin üyesi.
Anadolu Ajansı'nın verdiği bilgiye göre üye ülkeler 7 milyon km2'lik bir coğrafi alana ve 450 milyonluk bir nüfusa sahip. Bu önemli potansiyelin dünya sisteminin bunalım yaşadığı şu dönemde harekete geçirilmesi geçmişte olduğundan çok daha hayati bir öneme sahip.
EİT, eğer amacına uygun dinamik bir uluslararası kuruluşa dönüştürülebilirse bu takdirde, "üye ülkelerin kalkınmasına katkıda bulunmak, ticari engelleri kaldırmak ve geliştirmek, küresel pazarlarla bütünleşmeyi teşvik etmek" noktasında önemli roller üstlenebilir.
Bütün bunların yanında Cumhurbaşkanı Erdoğan EİT liderler zirvesi kapsamında İslamabad'da bulunan devlet başkanlarıyla da ikili görüşmeler gerçekleştirdi, ikili ilişkilerdeki sorunlara ve işbirliği alanlarına ilişkin müzakerelerde bulundu.
Erdoğan Türkiyesinin en önemli özelliklerinden biri iç politikadaki demokratikleşme arayışı ile dış politikadaki özerkleşme arayışını birlikte sürdürmesi, dış politika alanında önüne konan hazır reçeteler yerine kendi formülünü hayata geçirmek için yoğun çaba harcaması.
