"Biz demiştik"çi tayfa şimdiden tezvirata başladı. PKK'lıların, HDP'lilerin tehditlerinden delil getirip "dokunulmazlıklar kaldırılmamalı" türküsünü terennüm eyliyorlar.
Heyecan ve merak içinde dönüp bakıyoruz. Acaba bu çokbilmişleri haklı çıkaracak ne oldu diye soruyoruz kendimize.
Bir şey olduğu yok aslında. Ortada sadece PKK'nın ve onun sözcüsü HDP'nin "dokunulmazlıklar kalkarsa yer yerinden oynar" tarzı tehditleri var.
Bir de HDP'li vekillerin Meclis'teki küstahlıkları ve külhanbeyi tutumları. Bunlar da PKK'nın yürüttüğü psikolojik harbin birer uzantısı. PKK ayakta kalabilmek, kendisine bir taban tutabilmek için bu tehditlere başvuruyor.
Şunu akıldan çıkarmayalım. Elbette HDP, PKK'nın bağımlı değişkeni. Fakat aynı zamanda PKK'nın kullanışlı bir aygıtı. PKK için HDP hem bir "siyasi sözcü" hem de bir "PR ajansı."
Bunun yanında özellikle uluslararası kamuoyunda "PKK'nın sadece bir terör örgütü olarak nitelenemeyeceği" propagandasına hammadde temin eden bir aygıt HDP.
Evet bu propagandanın en önemli hammaddesi "PKK'nın geniş bir toplumsal tabanı olduğu" yalanı.
PKK'ya açıktan destek veren HDP'liler, sadece onun arkasında durmuyor, aynı zamanda onun bir kitle hareketi olduğu palavrasını da uluslararası alanda dolaşıma sokuyorlar.
PKK bu tür HDP'lilerin Meclis'teki temsilini kendisi için bir aklanma süreci olarak görüyor.
HDP'lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması PKK'nın stratejisi açısından ciddi bir kayıp olacak. Ne var ki PKK ve HDP bunu bir "kayıp" olarak değil, "yeni bir siyaset imkânı" olarak sunmaya çalışıyorlar.
Bu siyasetin merkezinde ise "mağduriyet söylemi" ve "şiddete çağrı" bir arada yer alıyor.
PKK ve onun uzantısı HDP bunu hep yaptı. Hem şiddet üretti hem de "biz barıştan yanayız" dedi. Hem zulmetti hem de kendisine mazlum süsü verdi.
Bu ortamda aklı başında insanların bunu tespit edip PKK'nın bu stratejisinin nasıl boşa çıkarılabileceği üzerine kafa yorması gerekir. Yoksa "batarız, biteriz" demek hiçbir şeyi çözmüyor.
HDP'li vekillerin teröre destek verdikleri gerekçesiyle dokunulmazlıklarının kaldırılması bazı maliyetler üretebilir.
Siyaset tam da burada kendini belli eder. Siyaset, riskleri ve maliyetleri önceden görüp buna uygun adım atabilmektir. Maliyetleri abartmak, risklerden korkup koltuğuna gömülüp kalmak değil.
Bana göre birilerinin çıkıp da "dokunulmazlıklar kaldırılmasın yahut kaldırılacaksa da sadece 2 HDP'linin dokunulmazlığı kaldırılsın" demesi sadece titrek, savunmacı bir siyasetin göstergesi değil. Aynı zamanda PKK'nın şu anki propaganda sürecine de hizmet eden bir şey.
Teröre destek veren "milletvekilleri"nin dokunulmazlığının kaldırılması, PKK'nın meşru siyaseti kirletme çabasına geçit vermemektir.
Söz konusu "milletvekilleri"nin dokunulmazlığı kaldırılmazsa bu necis strateji siyasi ortamımızı kirletmeye devam eder. Bu durumu toplumun büyük kesimi son derece net olarak görüyor.
Terörle mücadele sürecinde devlet ilk defa bu denli geniş bir toplumsal desteği arkasına alabilmiş durumda. Bu desteğin ilelebet süreceğini düşünmek de büyük hatadır.
Şu anda esas olan, şiddeti üreteni de şiddeti öveni de adil bir biçimde yargılayabilmektir.