Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FAHRETTİN ALTUN

Biz milletiz sizse eşkıya!

Bu kadar yalın, bu kadar çıplak işte.
Biz milletiz, sizse eşkıya!

***

Ankara'nın göbeğinde canımıza, canlarımıza kastedildi.
Bizi, bizim insanımızı öldürdüler.
Patlamaların olduğu ilk andan itibaren derin bir hüzün çöktü milletin üstüne.
Millet, bu ölenler kim diye sormadı. Onlara kimliklerine göre muamele etmedi.
Sabretti. Vakarını korudu, yasına büründü.
Kendisine kastedenleri sevindirmedi.
Zira millet, bu saldırının anlamını derhal kavradı.
Saldırıya uğrayanın kendi istiklali olduğunu, hedefe konanın ülkesinin bütünlüğü olduğunu bildi.
Bu millet bundan neredeyse 3 ay önce bir başka katliamı daha yaşadı.
Suruç'ta 33 canını yitirdi. Katliamın üzerinden bir saat bile geçmeden şakilerin nasıl bir iftira kampanyası yürüttüklerini gördü.
Milletin cumhurbaşkanına "katil" yaftası yapıştıranların cüretine tanıklık etti.
Suruç katliamından bir gün sonra eşkıyaların nasıl kan dökmeye başladıklarını, nasıl azdıklarını da gördü. Kendisine nasıl ağır bir fatura ödetilmeye çalışıldığını da...
Evet, o günden bugüne ne yaşandıysa, milletin gözünün önünde yaşandı.
Eşkıya yine eşkıyalığından geri durmadı.
Milletin canını kim yaktı? Eşkıya yaktı.
Yine eşkıya çıkıp, milletin cumhurbaşkanına "katil" deme densizliğinde bulundu.
Milletin başbakanını tehdit etme hadsizliğini gösterdi.
Millet, eşkıyaya eşkıya diye bakar ve öyle de bakıyor.
Bir eşkıya yaptı, bir başka eşkıya kılıfına uydurdu.
Millet yine de bu acı olayı, bu aşağılık saldırıyı engin bir ferasetle karşıladı.
Ankara'da yaşanan katliamdan, akan kandan devrim devşirmenin derdinde olanları gördü.
Kandan önce oy, sonra devrim devşirmeye çalışan vampirlerin saçtığı dehşete maruz kaldı. Bir kere daha tanıdı onları.
Saldırıdan hemen sonra, "olur olmaz miting yapmayalım, sokaklara inelim, bunları devirene kadar da orada kalalım" diyen eşkıya şakşakçılarıyla muhatap oldu.
***

Adınız, meşrebiniz, silahı sağda mı yoksa solda mı taşıdığınız bizim için hiç fark etmez.
Silahın gölgesinde efeleniyorsunuz ya, işte onunla bizim meselemiz.
Siz şiddeti bir siyaset aracı olarak kullanmayı kendinize hak görüyorsunuz. O yüzden dedim ya adınız, meşrebiniz bizi ilgilendirmiyor.
Siz eşkıyasınız, bizse millet!
***

Türkiye'nin yürüyüşü durdurulmak isteniyor.
Türkiye, dışarıdan kolaylıkla yönlendirilebilen, istenen yöne sevk edilebilen bir ülkeye dönüştürülmeye çalışılıyor. Tıpkı eski günlerde olduğu gibi.
Bölgesiyle bütünleşmiş bir Türkiye, ekonomisi büyüyen bir Türkiye, devletin milletiyle barıştığı bir Türkiye, geçmişiyle helalleşmiş bir Türkiye, küresel meselelerde bağımsız bir aktöre dönüşmüş bir Türkiye değil.
Eski Türkiye işte, eski Türkiye!
İstenen bu.
Canımıza, birliğimize, dirliğimize yapılan bu saldırıların hedefi budur.
Milletin feraseti, bu memleketin tarihinde birçok oyunu bozdu.
Allah'ın inayetiyle bu oyunu da bozacaktır...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA