Sevgili bir okurumuz iletmiş; bu da bizim mesleğimizle ilgili 'eleştirel' bir fıkra. Hitler döneminde Berlin Hayvanat Bahçesi'nden bir aslan kaçmış. Önüne geleni pençeleyerek caddelerde koşmaya başlamış. Polisler kovalıyor ama aslana bir türlü yetişemiyorlarmış. Ara sokaklardan çıkan ufak tefek bir adam bir anda aslanla burun buruna gelmiş. Pencerelerden bakanlar, "aslan şimdi adamı paralayacak" diye düşünürken, ufak tefek adam cebinden bir silah çıkararak aslanı vurmuş. Aslan yere devrilmiş. Herkes bu gözü pek adamın çevresinde toplanmış. Gazeteciler de gelmişler. Gazeteciler adama adını sormuşlar:
-Söylemem, demiş adam.
-Alçakgönüllülük yapmayın, yaptığınız kahramanlık sayılır, birçok insanı bu sayede kurtardınız, demiş gazeteciler.
-Peki o zaman söylerim ama yazamazsınız, demiş adam...
-Biz yazarız, demiş gazeteciler.
-Peki o zaman, madem yazacağınıza söz verdiniz, söyleyeyim. Ben Yahudiyim, demiş adam. Sonra da gülümseyerek uzaklaşmış. Ertesi gün gazetelerde çıkan haberlerin başlığı şöyleymiş: "Acımasız Yahudi, zavallı bir aslanı tabancayla vurdu."