Bazen 'anlamak' ve 'bulmak' üzerine, insan ne söyleyeceğini şaşırır.
Mevlana'dan çok dikkat çekici sözlere rastladım. Demiş ki:
"Anlamak ve bulmak ne söylenir, ne de yazılır. Ne öğretilir, ne de gösterilebilir.
Evet, ben O'nu ne kadar aradımsa, kendimi buldum. Şimdi kendimi arıyor,
O'nu buluyorum.
O'nu bulunca kendinden kurtulursun, kendinden kurtulunca da, O'nu bulursun.
" Elbette bu kelimelerin derin anlamı üzerinden, 'anlamak' üzerine, ne yazılabilir ki!
***
Anlamak için, sezgilerimiz kadar, felsefe de bir yöntemdir. Asırlar önce insanlar
'felsefe' ile uğraşırlardı. Ama felsefe, gündelik gevezelik yapmak için değil de,
'insan ruhunun daha da iyileştirilmesi' 'güzelleştirilmesi' için kullanılırdı. İnsanın bu hayattaki anlamını üretmesi; anlaması, algılaması, sorgulaması için gerekirdi insana felsefe. Şimdi hayatın giderek vahşileşen, sevgisizleşen, anlamını yitiren, tuhaflaşan, insanın özüne yabancılaşan dev kısır döngüsüne, ne kadar çok uzak kaldı bu kavramlar. İşte tek başına 'felsefe' bile.
***
Ne ilginçtir!
Birçok ilke imza atmış Ege, biraz felsefenin de doğduğu coğrafyadır aslında.
Çünkü asırlar önce, bilimin ve felsefenin altın çağının yaşandığı yer, bir İyonya şehri olan Milet'tir. (Şimdi Aydın'ın Söke ilçesinde Akkoy'un kuzeyindeki bölge.)
Miletli
Thales, başlatmıştır, felsefe arayışını ilk kez bu coğrafya üzerinde.
Thales ki çok büyük bir matematikçiydi aynı zamanda.
***
Thales ki M.Ö'nin yedi bilgesinden biri kabul edilmiştir. Bir de Milet'ten kalkıp, o günün koşullarında Mısır'a kadar gitmiş, tarihte ilk kez piramitlerin boyunu ölçmüştür. Üstelik bunu parlak zekasını pratikle birleştirerek yapmış; piramitlerin yanında durmuş, kendi gölgesi kendi boyuna ulaşınca, piramitlerin gölgesini ölçtürmüş, sonra da yüksekliği hesaplamıştır. Thales aynı zamanda bir astronom. Efsaneye göre, bir zamanlar, M.Ö 585 yılında Mayıs ayında, Lidyalılar ile Medliler tam bir savaş meydanında çarpışmaya hazırlanırlarken,
'güneş tutulmuş', gün gece gibi olmuş. Her iki taraf da, bunu tanrıların bir işareti olarak görüp savaşı bırakmışlar. Ama Miletli Thales, güneşin tutulacağını, bunun nasıl olacağını bir yıl önceden bilip, İyonyalılar'a bildirmiş. Bütün bu gökyüzü bilgisini de, Mısır'da öğrendiği söylenir Thales'in. Yani ışığını Doğu'dan almış.
***
Thales, aynı zamanda büyük bir geometri ustası.
Bir dairenin çapla iki eşit parçaya ayrıldığını asırlar önce ilk kez o söylemiş mesela.
İkizkenar bir üçgende taban açılarının eşit olduğunu da o göstermiş ilk kez.
Denizdeki gemiler arasındaki mesafeyi de, kıyıdan ilk ölçen yine Thales'miş mesela.
***
Yedi bilgenin ilki kabul edilen Thales'in,
'Dışını güzelleştirme, ne türlü yaşıyorsan onunla güzelleşmelisin',
'iyiliği bilmek güçtür' sözleri de; asırlar sonra bile günümüze armağan olarak kalmıştır. Evet, bu arada Thales bir de
'dünyanın ana maddesinin ne olduğu üzerine' düşünmüştür, ömrü boyunca. Günümüz insanı da, yani bizler efendim; insanlığın giderek yitirilen
'ana maddeleri'nin, ne olduğu üzerine mi düşünmeliyiz acaba!