Dünkü Egeli Sabah'ta sizlerle paylaştığımız, 'Bizans Oyunu' başlıklı manşet haberimiz, İzmir'i ayağa kaldırdı.
Ulaştığımız kulis bilgisini yansıttığımız 'analiz haber', İzmir kamuoyu için erken uyarı işlevi üstlenmiş oldu. Eminiz bugün, gazetemizde siz sevgili okurlara yansıttığımız çok haklı tepkiler sonrası, İzmir'in cazip kurumu Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası'nın, İstanbul'a alınması yönündeki hamleler, mutlaka geri tepecek. İzmir milletvekili kimlikleriyle, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın da, konuya hızla müdahale edeceğinden; Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın, duyarlı davranacağından eminiz.
Yine CHP, AK Parti ve MHP İzmir milletvekilerinin, eğer VOB'u İstanbul'a taşıma ısrarı sürerse, konuya sahip çıkacaklarından kuşkumuz yok. Zaten İzmir'in tüm değerli kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin, 'VOB'un oldu bittiye getirilerek' 'İstanbullulaştırılması kurgusuna' gösterdiği samimi, dayanışma içeren tepkilerini, Egeli Sabah'ta okuyacaksınız.

İŞLEM HACMİ 150 KAT ARTTI
Gelişmelerden, yine VOB'la ilgili bir toplantı için gittiği yurtdışında, Egeli Sabah'ın haberi ile bilgisi olan VOB Yönetim Kurulu ve İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli de, kurumun İzmir'den kopartılmaya çalışılmasının kesinlikle kabul edilemeyeceğini belirtti. Bu konudaki duyarlılığını paylaşan, özellikle 'kısırlaştırılmaya çalışılan döngü' karşısında üzüntüsünü dile getiren Kestelli, İzmir'de 2005 yılında kurulan Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası'nın, aradan geçen yedi yılda işlem hacmini tam 150 kata yakın artırdığını vurguluyor. Kestelli, açıklamasında Türk sermaye piyasası ve özel sektör için, VOB'un ne kadar önemli bir misyon üstlendiğine dikkat çekiyor. Üstelik VOB, bu başarıyı sadece 'vadeli işlemler' ile yakalamış durumda. VOB'un O'su, yani 'obsiyonları' henüz devreye sokulmadı. Büyüme hemen dikkat çekti ki; işin 'O' boyutunun hayata geçmesi, sürekli ileri tarihe ertelendi.

İZMİR İZİN VERMEYECEKTİR
Ayrıca VOB'un İzmir'de konumlanması, 'İstanbul'un bir finans merkezi' olarak şekillenmesine hiç engel değil; tam aksine bu vizyonu besleyen bir durum. 'Merkez', 'her şeyi sadece kendinde toplayan' anlamına gelmez. Bir şeyin 'merkez' olabilmesi için, farklı noktalarda, o şeyin konumunu aynı frekanstan olumlu etkileyen, başka örgütlenme ve sinerjilerin varlığını gerektirir.
Samimi olalım; VOB'u İstanbul'a taşımak için bu bahanenin arkasına gizlenmek; doğru gelişen, doğduğu yerde sağlıklı büyüyen bir kurumu, kendi kontrolü altına alma isteğinin, somut dışa vurumudur. Bu aysbergin bilinçaltında sadece 'sahiplik' duygusu vardır.
Elbette VOB'un daha ileri gitmesi konusunda atılacak her adıma, kanımca VOB yönetimi de sıcak yaklaşır. Ama artık İzmirli olmuş, gelişmesini İzmir'de gerçekleştirmiş, kent için artı değer üreten konuma ulaşmış, değerli bir kurumu, bu saatten sonra İstanbullu yapmaya kalkmak, büyük haksızlık. İzmir buna izin vermeyecektir. Zaten çok haklı bu tepkilerden sonra, konuyla ilgili sağduyunun, olgunluğun öne çıkacağını düşünüyoruz.