Meslektaşımız sevgili Banu Şen'in, İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş ile yaptığı röportaj, tarihteki ünlü karakter 'Brütüs'ü de; kentin bazen kısırlaşan, ama renkli gündemine taşıdı. İzmir'e birçok alanda katkı vermiş Demirtaş'ın, İzmir Ticaret Odası yönetiminde yaşanan somut krizle ilgili, "Brütüsler hep olmuştur" şeklindeki demecine; 'alınanların verdiği doğal yanıt' da gülümsemeye yol açtı. Türkçe yazılışı ile Sezar (MÖ 100-MÖ 44) Romalı çok önemli askeri ve politik liderdi. Yazarlığı, güçlü hitabeti ile dünya tarihinin etkin karakterlerinden biri oldu. Eylemleri, Roma Cumhuriyeti'nin Roma İmparatorluğu'na dönüşmesinde rol üstlendi. Roma'da toplumun tümünü kapsayan reformların öncüsü olmasına rağmen, aynı zamanda hayat boyu diktatör (dictator perpetuus) ilan edilmişti.
TANRI İLAN EDİLECEKTİ
Şimdi bu köşeye sığamayacak olaylar zinciri, Sezar'ın; eski dostlarından ve manevi evladı Marcus Junius Brütüs'ün liderliğinde, Cumhuriyeti eski işlevine kavuşturmayı isteyen bir grup senatör tarafından bıçaklanarak öldürülmesine neden oldu. (15 Mart MÖ 44). (Öldürülmeseydi, suikast kurbanı aynı Sezar, senato tarafından iki sene sonra Roma tanrılarından biri ilan edilecekti.)
Brütüs'ün yaşam hikayesi uzun. Sonuçta Roma'yı terk etmek zorunda kaldı. Çünkü farklılaşan Roma tablosunda, Octavian senatonun başına geçince, Sezar'a suikast düzenleyenleri Roma düşmanı ilan etti. Octavian ve dönemin çok ünlü karakteri Romalı Komutan Marcus Antonius ile Brütüs arasındaki savaşı, eski suikastçı kaybetti.
Brütüs, savaş sonrası elinde kalan dört lejyon ile dağlara saklandı. Onu takip eden Marcus Antonius'un kendisini yakalayacağını fark ettiği an, intihar ederek hayatına son verdi.
HİTABETİN GÜCÜ
Sezar'ın hayatı, kişiliği üzerine, asırlarca konuşuldu, yazıldı, çizildi. Shakespeare'in kaleme aldığı Julius Caesar adlı ünlü tiyatro oyunu ortaya çıktı. Shakespeare'in, aynı oyunda Sezar'ın ölümü sonrası Marcus Antonius'a attırdığı tirad, hep kusursuz hitabet, müthiş bir siyasi konuşma örneği sayılır. Çünkü aynı konuşma, düşman tarafını tutan halkın düşüncesini tersine çevirmiştir. Oyunda, Brütüs ve diğerleri tarafından, Sezar öldürüldüğü zaman yanında bulunmayan Marcus Antonius, cinayeti öğrenince kendisine katillerle birlikteymiş süsü verir.
Antonius, Brütüs'ün onayıyla mezarı başında konuşmak için izin alır.
Ama önce Brütüs, Sezar'ı neden öldürdüklerini anlatır:
"Sezar'ı daha az sevdiğim için değil,
Roma'yı daha çok sevdiğimden" der.
Sonra da Antonius'u sunar halka bizzat Brütüs. O ise sözlerine:
"Dostlar, Romalılar, yurttaşlar, bana kulak verin;
Sezar'ı gömmeye geldim, övmeye değil" diye başlar.
Sonra devam eder:
"İnsanın ettiği kötülük yaşar ardından,
iyilikleriyse toprağa girer kemikleriyle.
" Konuşma çok etkileyicidir. Önce Sezar'ı 'muhteris', Brütüs'ü 'şerefli' olarak tanımlar; ama akış öyle bir noktaya ulaşır ki, anlamda 'muhteris' ile 'şerefli' yavaş yavaş yer değiştirir sanki. Ardından Antonius'un güçlü hitabetinde, en çarpıcı sorusu gelir:
"Vaktiyle hepiniz onu sevdiniz, nedensiz de değildi
Hangi neden yas tutmanızı engelliyor şimdi?" diye.
Marcus Antonius'un, hiç kimsenin aleyhinde konuşmadan attığı bu 'tirad'; sonunda öylesine farklılaşır ki; halkın tutumu tersine döner. Yazıyı uzatmayayım. Amacım, İzmir'i ve insanlarımızı; Sezar, Brütüs ve hikaye ile özdeşleştirmek değil. Ama eğer, bu durumdan 'insani fayda sağlamak' istiyorsanız; Shakespeare'in Marcus Antonius'a yaptırdığı büyük konuşmayı, Sabahattin Eyüboğlu ustanın çevirisiyle, bir kez daha okuyun, derim. Çünkü bu konuşma, hepimiz ve tüm insanlık için çok öğreticidir.